İslam'ın müminlere yüklediği en önemli vazifelerden biri, neslin devamıdır. O yüzden dinimiz aile kurmayı ve aile kurumunu kutsal kabul etmiştir. İslam'a göre aile pek çok şeyden değerlidir. Aile kurmak ve ailede huzuru tesis etmek, Dünya ve Ahiret saadeti için pek mühim bir hadisedir.
Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in;
"Batı, hayatımızın bütün kalelerine hâkim oldu. Henüz yeterince nüfuz edemediği bir aile yapımız kaldı." Sözü bugün maalesef sırrını kaybetti. Çünkü son kale olan ailelerimizin de işgal altında olduğunu görüyoruz.
Bugün Müslüman Türk toplumunun aile yapısına karşı ciddi ve sistematik bir saldırı olduğunu görüyoruz. Her gün mutlaka azar azar aile yapımıza enjekte edilen Batı kaynaklı zehir, ailemizi çürütmeye başladığı gibi toplumun kolonlarına da dinamitleri bağlamaktadır.
Ailenin en temel üç unsuru olan kuşatma, koruma ve yönlendirme özellikleri değiştirilerek, aile bireyleri dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı savunmasız bırakılmaya çalışılmaktadır.
Aile bireylerini kuşatır. Sevgi ve şefkatle büyütülen çocuklar topluma sağlam bireyler olarak katılırlar. Fakat bugün ailelerdeki bireyler arası sevgi ve saygı unsuru yok edilerek ailenin kuşatma özelliği bertaraf edilmektedir.
Aile bireylerini korur. Ailenin en önemli özelliği koruyuculuğudur. Anne babaya emanet edilen çocuklar aile içinde dışarıdan gelebilecek maddi manevi her tehlikeye karşı korunur. Ailenin koruyuculuk özelliği parçalanarak özellikle çocukların dış tehlikelere karşı savunmasız kalması istenmektedir.
Aile yönlendiricidir. Aile bireylerini topluma kazandırma konusunda sağlıklı yönlendirme yapar. Koruyucu ve kuşatıcı özelliği zarar görmemiş sağlıklı ailelerde, çocuklar iyiliğe ve güzelliğe yönlendirilirler. Yönlendirilmesi sağlıklı yapılmamış bireyler topluma karıştıklarında mutlaka problem yaşayan veya sorun çıkaran bireyler olurlar.
Bugün Batı kaynaklı saldırılarla ve batıl akımlarla toplumsal bozulmanın en fazla yaşandığı zamanları idrak ediyoruz. Toplumsal bozulmanın en fazla çocuklara tesir ettiğini, bununla da büyük payın aile, okul ve sosyal hayat olduğunu kabul ediyoruz.
O halde ailelerimize sahip çıkma konusunda deyim yerindeyse ölüm kalım mücadelesi vermeliyiz. Ailelerimize sahip çıkmak bizim için beka meselesidir. Bin yıllardır var olan bir toplum olarak, varlığımızı devam ettirmek istiyorsak ailelerimize sahip çıkmamız gerekir.
Çünkü tüm kalelerimiz işgal altında. Fakat en önemli ve son kale aile.
