MUSTAFA ÇAKMAKÇI


Son Üç Padişahı Konuşanlara, İttihat Ve Terakki’yi De Hatırlatın...

Sözün Tamamı


1800 yılların sonunu ve 1900 lü yılların başını konuşurken hep padişahların ismi ile bu zamanları anıyoruz...

Ne kadar yanlışlar varsa padişah yaptı. Ne kadar toprak kaybedildi ise padişah kaybetti. Ne kadar borç alındıysa padişah aldı. Ne kadar gereksiz savaşlar yapıldı ise padişah yaptı. Trablusgarp savaşı, Balkan savaşları, Çanakkale savaşları, Sarıkamış, Ermeni tehciri, iki Alman gemisinin sahiplenilip Rus kıyılarının bombalanması, Anadolu’nun işgal edilmesi, İstanbul’un işgal edilmesi, Mustafa Kemal’in yakalanması fermanı... vs. vs. ....

Hepsi konuşulurken yok efendim Abdulhamit han, yok efendim Vahdettin...

Oysa, her nedense, nasıl başardılarsa; bütün bu meseleler konuşulurken aslında o dönemlerde devleti yönetenlerin Meclisi Mebusan ve İttihat ve Terakki olduğunu gözardı edip duruyoruz.

Peki nedir bu İttihat ve Terakki?..

Daha önce bir kaç kez bu konuya değindim.

Kısaca tekrar değiniyorum.

Bu ittihat ve terakki, 1800 lü yıllarda dibi Selanik’e varan, İzmirden gelen sabataycı yahudi dönmeler ile İngiliz ve Fransız casusların işbirliği ile muharebat, neşriyat ve eğitim üzerine tohumları atılan, sonra da siyasi bir oluşuma dönüşen, FETÖ yapılanması benzeri bir örgüt olduğunu söyleyebilirim.

Bütün amacı, Filistin’de yahudilere yurt yaratmak, başta Mısır olmak üzere bütün kuzey Afrika ve Balkanlardaki bütün milletlerin özgürlüğüne kavuşmalarını sağlayacak zemini oluşturmak ve Osmanlı’nın zayıflatılarak bir işgal ve bölünme senaryosunu tatbik ederek petrol alanlarının sahibi olmak...

Bütün bu durum, başta yahudiler olmak üzere, ermeniler ve diğer azınlıkları bu amaçta birleştirdi.

İttihat ve terakkiyi iyice incelerseniz iyi niyetle gerçek yüzünü görmeden katılıp da, sonradan gerçek yüzlerini anlayıp ayrılanları saymazsak, kuruluşu ve devamında kimlerin destekçisi ve üyesi olduklarını görürsünüz.

Bu gün FETÖ yapılanması hikayesinde neleri görmüşsek, aynı şeylerin İTTİHAT VE TERAKKİ hikayesinde de olduğunu göreceksiniz.

Yani aslında FETÖ Osmanlı’nın son zamanlarını perişan eden İttihat ve Terakki tecrübesinden yola çıkan, aynı oyun idi. Ama şükür ki muvaffak olamadılar.

O dönemde kendi yarattıkları bütün kötülükleri, muharebat, neşriyat ve eğitimi ele geçirmiş olan alt örgütleri ile sanki padişah yapmış gibi halka ve dünyaya yaydılar. Sahte delillerle kötü icraatlar ile ittihat ve Terakki arasındaki bağları kopararak padişaha yasladılar...

Abdülhamit han’ı ve Vahdettin’i konuşurken İttihat ve Terakkinin adını anmayanlar, ya bilgisiz ya da kötü niyetlidir.

Zira, o döneme mercek tuttuğunuzda göreceksiniz ki, İttihat ve Terakki, bu günün FETÖ sünün o gün başarılı olmuş halidir...

CHP, bu konuda çok maharetlidir. Asla İttihat ve Terakkiyi bu işlere karıştırmazlar. Sanki son 30-32 yılda devleti yönetenler İttihat ve Terakki değilmiş gibi davranırlar. Ve ya bu dönem içinde sadece iki üç yıl yönetmişler de bütün kötü şeyler, geri kalan zamanda padişah eliyle yapılmış gibi bir algı yaratırlar.

Sevr’i ve mondorosu padişaha imzalatmak için ne dolaplar dönderdiklerini, Mustafa Kemal’in  tutuklanma fermanının nasıl kurgulandığını, çetelerin direnmemesi için teyyarelerden nasıl ilanlar atıldığı hikayelerine şöyle bir bakmak lazım...

Zaten aslında bütün meselemiz bu. Gerçek siyasi tarihimizi bilmiyor olmak. Yalan muharebat, sahte neşriyat ve tek yönlü eğitim kurbanı olduk yüz yıldır...

Ama son padişaha saldıranlara İttihat ve Terakki’yi hatırlatmak gerçekleri ortaya çıkaracak. Sadece yılmadan hatırlatın...

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593