Özgürlük hususunda insan tabiatını hayvanlardan ayıran kavram, hayvanların insan eliyle özgürlüğünün kısıtlanması, insanın ise çoğunlukla kendi eliyle özgürlüğünü kısıtlaması ve bir şeylerin bağımlısı, yani tutsağı olmasıdır.
İnsanlar çağımızda çoğunlukla özgür olmaktan mahrumdur. Tamam, insanın hayvanlar kadar özgür olması beklenemez tabi. Mesela bir insan parkın ortasına çişini yapamaz.
Fakat günümüzde insanlar o kadar bağımlı, yani tutsak olmuşlardır ki, kabil olsaydı hayvanların bu duruma gülmeleri içten bile değildir.
Tabi tutsak olmakla hobi seçimini karıştırmamak gerek. Kitap okumak, spor yapmak alışkanlık olabilir, ama bağımlılık değildir.
Anlatmaya çalıştığım bağımlılık özgür irademizi insan sosyolojisine ters kavramlara teslim etmemizdir.
Nedir bu ters kavramlar? İlk başta teknoloji bağımlılığıdır!
Fomo: Mutlaka kimin ne yaptığını takip etmek için ikide bir internete sosyal medyaya girmektir. Bu süreklilik arz ediyorsa, lamı cimi yok, siz bağımlısınız demektir.
Geçenlerde karşılaştığım bir olay pes artık dedirtti: Eşimle birlikte Kısa süreliğine geziye gittiğim İstanbul’da vapurla boğaz gezisi yapıyordum. Karşımda oturan bayanın yanımda oturan oğlu cep telefonundan sürekli bir şeylerle meşgul oluyordu. Bu durumun çok uzadığını görünce delikanlı, bak ne kadar nefis boğaz manzarası var, telefonla meşgul olmak yerine bu güzelliği izlemek istemez misin? Dedim. Çocuğun gözlerini telefondan ayırmadan, az dur amca, az dur dediğini anladım, sonraki birkaç kelimeden bir şey anlamadım… Lafa Laz şivesinden Karadenizli olduğu anlaşılan annesi girdi. Buna pirakturamadim abi habu telefoni, ne ders çalışay, ne bir tarafa bakay… Varisa yok isa habu tefona pakmaktur yaptuğu! Dedi.
Oğlunun durumundan son derece üzgün olduğu anlaşılan Bayan, İstanbul’a kızının yanına gezmeye geldiklerini söyledi, çocuğunun durumundan olan üzüntüsünü paylaştı.
Bu zaman zarfında, hatta vapur Eminönü iskelesine gidene kadar çocuk nemi
Yaptı? Ne deniz, ne boğaz manzarası, ne martılar, ne geçen gemiler, hiçbir şey umurunda değildi… O hep internette idi, kafasını telefondan kaldırmadı… Vücudu annesinin karşısında ve benim yanımdaydı, ama aklı hatta tüm varlığı ile internete tutsaktı. Annesinin dediğine göre dersleri de zayıftı. Yani durum klinik bir vaka idi, bunu annesine de yansıttım… Allah sonunu hayreylesin.
Çocuklarımızı özgüvenini kazanmış özgür iradeli, başkalarının etkisi altında kalmayan bireyler olarak yetiştirmek günümüzde her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir.
Sadece çocuklarımız değildir bağımlı olan. Bizler ne kadar bağımlıyız ona da bakmamız lazım.
Bağımlılık denince eskiden sigara, içki ya da uyuşturucu madde akla geliyordu.
Ama ne yazık ki bu kadar değil… İnternet bağımlığı, televizyon, alışveriş, modayı takip, kumar ve çeşitli kâğıt oyunları ve kahvehane alışkanlığı, dedikodu gibi durumlarda bağımlılığın diğer çeşitleridir.
Her gün erken kalkmak ve günü doya doya yaşamak, her yirmi dört saat tükettiğimiz 84 400 saniyeyi verimli geçirmek insan tabiatına en uygun olandır insan fıtratı için


