“Hayat, ileriye bakarak yaşanır, geriye bakarak anlaşılır.” Soren Kierkegaard
-----------------------------------------------------------------------------------------
NELER OLUYOR DEMEYELİM Mİ?
Oldum olası olumsuzlukları sürekli dile getirmekten ve negatif enerji yaymaktan çekinirim. Uzmanlar da doğru bulmaz zaten; sistemi yorar çökertir, beynin vücuda zarar verdiğini ifade eder, algıları kapatır, fırsatların kaçırılmasına sebep olur ve kısaca zararlı ve sevimsiz bir davranış şekli derler.
Gözlemlerim de hep bunu doğrulamıştır. Eğitimlerimde, konferanslarımda, yazılarımda ve sohbetlerimde bu duruma dikkat ederim.
Bu demek değildir ki, olumsuzlukları görmeyelim, dikkate almayalım, görmezden gelelim ve sorumluluk almayalım. Tam tersine yanlış olanları asla es geçmeyelim ama çaresiz, çözümsüz diye düşünüp ilgisiz kalmak büyük bir vebal ve sorumsuzluktur. Göreceğiz ama çözüm üreteceğiz, fark edeceğiz ama imkânsız demeyeceğiz, işin sonu zannetmeyeceğiz, ders alacağız ve üzerine gidip çare arayacağız, çözüm bulacağız, tespit ve teşhis yapıp reçete peşine düşeceğiz ve sorumluluk alıp üzerimize düşeni yapacağız. Tüm bu girişimleri tarihte görülen azmin zaferi bilgileri ile enerjiye dönüştürüp mücadeleye devam edeceğiz.
2040 Kitabımızda da bu anlayış güçlü bir şekilde kendini hissettirir ve bir eğitim sürecini ortaya koyar adeta. Okumayanların okumasını, okuyanların tekrar bu anlayışla tekrar okumasını tavsiye ederim.
Çok güzel gelişmelere hemen herkes adım atabilir. Ancak bazı başarılı girişimler olumsuzlukların tespiti, büyük çaresizlik, dibe vurmak gibi durumlarda da gerçekleşebilir. Bazı teklifler de olumsuzlukların tespiti üzerine ortaya konur ve samimiyetle pozitif öneriler peşine düşülür. Bazen taşın altına elinizi koyarsınız, bazen geçmişteki tecrübeleriniz ve başarılarınızla insanlara yardımcı olmaya ve öneriler getirmeye çalışırsınız. Yapalım bu girişimleri, ilgisiz kalmayalım lütfen.
Doğru dürüst hiçbir şey yapmayan insanların teklifleri, tespitleri, akıl vermeleri bazen insanları yorar ve sıkar. Ama hayatı boyunca insanlara faydalı girişimlerde bulunan insanlar iyi takip edilmeli ve tecrübelerinden, önerilerinden istifade edilmeli, kaprislere girmeden samimi olarak faydalanılmalıdır.
Hayatımda hep bunu düstur edindim ve çok faydasını gördüm. Çok insanımız var Ünye’de kent için istifade edebileceğimiz unutmayalım.
Neler oluyor demeyelim mi? diyelim elbet! Ama sonra neler olmalı da diyerek devam ettirelim ki sorumuzun anlamı olsun.
Sezai Karakoç’un şu sözünü sürekli aklıma getirir insanların bazı davranışları:
“Anlamak masraflı iştir; emek, gayret, samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet, biraz da cahillik kâfidir.”
NASIL YOL ALACAĞIZ?
“Ey yürüyüp giden dost, bütün gücünle ara! Ama dışarıda değil, aradığını kendi içinde ara” diyor Mevlana.
İsra Suresi’nin 13. Ayetinde Yaradanımız ne buyuruyor bakın: “ Biz, her bir insanın kaderini KENDİ ÇABASINA BAĞLI KILDIK” O halde çabalarımız çok önemli, öyle değil mi?
Ünye’de son iki yıldır epeyce artan olumsuzluklar görüyorum. Geçen yıl 2040 Kitabımızın tanıtımı, dağıtımı ve içerikleri ile yaptığımız dört aylık müzakerelerde bu durumu daha çok hissettim. Mümkün olduğu kadar olumlamaya, cesaret vermeye, projelerle maddi ve manevi kalkınmanın mümkün olduğunu anlatmaya gayret ettim. Tembelliği, çekişmeleri, kaprisleri, kibirleri, olumsuzlukları, yılgınlıkları, korkuları, çekinmeleri bir kenara bırakıp, birlikte olmayı, enerjileri ortaya koyup sinerji oluşturmayı daha çok denemek gerektiğini ortaya koymaya çalıştım.
Gazetelere verdiğim demeçlerde, açıklamalarda hep problemlerden çıkış yollarının mümkün olduğunu anlatmaya çalıştım. Sonra bu sene başından beri de makalelerimde hemşerilerime sıkça kıymetli yol haritaları önerdim.
Ankara’da ve İstanbul’da bulunan hemşeri derneklerimize de aktarmaya çalıştığım çok fikirler oldu.
Alan oldu, almayan oldu, anlayan oldu, anlamayan oldu, önemseyen oldu, önemsemeyen oldu, olacak ta. Önemli olan “taşı delen suyun gücü değil, damlaların devamlılığıdır” diyoruz ve devam ediyoruz.
ÜNYE’DE NELER OLUYOR?
Şimdi gelelim maddeler halinde Ünye’de neler oluyor tespitlerimize ve devamında tekliflerimize. Bir iki hafta sürebilir bu tecrübe, tespit ve tekliflerim. Hiçbir siyasi ve ideolojik gaye gütmeden sadece Ünye odaklıdır bu maddeler. O gözle okumanızı ve anlamaya çalışmanızı istirham ediyorum.
1- Ünye’nin İl olması mücadelesi önemli olmakla beraber sürekli söylediğim STRATEJİ her şeyden daha önemlidir. Başlangıç hiç strateji belirlenmeden ortaya kondu. Merkezi yönetim dışında sadece gürültü çıkararak amatörce sonuç alma derdine düştük.
Medyada Türkiye İstatistik Kurumunun yaptığı bir analiz ve açıklamayı duyuruldu. Bunun üzerine, Ünye Ticaret ve Sanayi Odası bir toplantı halinde iken aldıkları bu haberi bir müjde gibi gördü. İncelemeden, araştırmadan, kimse ile iletişim kurmadan işi hemen halledeceklermiş, kamuoyu oluşturarak sonuç alabileceklermiş gibi açıklama yaparak kampanya başlattılar.
Geçmişte üç defa, üç ayrı parti söz verdi, açıklama yaptı, halkı coşturdu ve davullar çalındı. Sonuç hayal kırıklığı oldu. İstatistik kurumunun açıklamasını devlet 25 ilçeyi il yapacakmış gibi algılayıp kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı. Bir iktidar milletvekilinin siyasi propaganda amacı ile konuşma yaparken ilçesinin il olacağı temennisini hükümet açıklaması gibi algılayan kampanya ekibi halkı gereksiz yere coşturdu. Sonra vekil “ ilçemiz il olacak demedim, yanlış anlaşıldı, benim açıklamam temenni idi” diye açıklama yaptı! Ve iktidar Ünye ilçe başkanının, “iktidarın gündeminde ilçeleri il yapma projesi yok” açıklamasına rağmen ses getireceğiz ve sonuca ulaşacağız hevesi ile demeçler verilmeye devam edildi. Bu çok amatörce ve basit bir girişim oldu.
Son olarak bir platform kuruldu. İşte bu platform hiç gürültü çıkarmadan başta kurulmalıydı.
Bu platformun yapacağı çalışma nasıl olmalı? İyi bir strateji ile iktidarın gücünü ve bu konudaki iradesini tespit ve yönlendirme ile komşuları ürkütmeden ve aleyhte faaliyete geçmelerini körüklemeden, diğer ilçelerin vekillerini ve iktidar parti yönetimlerini seçime doğru kendi adlarına il olma çalışması gayretine düşürmeden yürütülecek bir kampanya haline getirmek olmalı. Geçmişte bu konuda olanlar, bugünkü ortam, gelecek iyi düşünülmeli, gürültü yerine sessizliğe bürünülmeli ve DERİNDEN en akıllı planiama ortaya konmalıdır. Yoksa halk dördüncü defa hayal kırıklığına uğratılırr.
2-Ünyespor kayyuma kalmadan, kongrede yeni yönetimi oluşturmalıydı. Bu konuda sınıfta kaldık. Güzel bir genç ekip iki sezondur çok gayret etti. Ne yazık ki, paraları var yapsınlar anlayışı ile destek olmayı bilemedik. Aramadık, sormadık, başarıları yeterince paylaşamadık, sıkıntılara ilgi gösteremedik, yanlarında olamadık, moral veremedik, motive edemedik ve onları üzdük, heveslerini kırdık, adeta küstürdük ve bir de devam etsinler dedik. Olmaz! İstişare toplantıları yapalım, çözüm arayalım dedim. Tekliflerimi ilgilenebilecek olanlara yazılarımda, STK mesaj gruplarında, bizzat telefon açarak ve görüşerek yaptım, didindim durdum. Geçmiş dönemlerde aynı durumlarda iken yaptıklarımızı örneklerle anlatmaya çalıştım. Aldığım cevaplar ve ilgisizlikler beni çok şaşırttı. Ortaya koysam, açıklasam sizler de çok şaşırırsınız. Ünye’de hemen herkes kongre sürecinde ilgisiz kaldı. Mevcut yönetim de iki yıllık güzel bir çalışma ve altyapı oluşturduğu halde görevi sonlandırdı. Onlar bu durumda bir girişimde bulunup, istişareler yapıp yeni bir başkan ve yönetim bulup öyle kongreye gitmeliydi. Olmadı. Başkan bana bu teklifleri yaptığım zaman sizin zamanınızda bu kadar gayret ve ilgi varken sizi bile anlayamadılar, şimdi de bizi anlayamadılar dedi. Söyleyecek söz bulamadım.
Daha önce de böyle bir durum olmuştu. Ben kongre divan başkanı idim. Yönetim bırakıyordu ama yönetime talip yoktu. Ben hemen ilgi duyabilecekleri, taraftarı ikinci toplantı öncesi davet ettim ve kalabalık bir istişare toplantısını gerçekleştirdim. Heyecanlı konuşma ve açıklamalar sonucunda uzatmayayım kayyuma bırakmadan başkanı razı ettik ve devam etmesini sağladık. Bir defasında da Kaymakamlıkta toplantı yaparak yine kayyuma bırakmadan yönetim oluşturduk. Hatta bir kongre daha hatırlıyorum, iş ortada kalacak iken katılım iyi olduğu için oracıkta teşviklerle ve tekliflerle coşku ile yeni yönetim oluşturduk.
Neyse son olarak İstanbul’da bulunan iş adamlarımızdan Osman Karayiğit Bey, ferdi istişarelerle, belediye başkanımızın da teklifi ile ve taraftarın daveti ile başkanlığı kabul etti. Tebrik ederim ve başarılar dilerim. Umarım yönetimi dar tutmaz, her kesimden destek alabilecek geniş bir ekip oluşturur, desteği almayı başarır. Umarım sık sık taraftar ve destek verebileceklerle istişare toplantıları yapar, görevi tamamlayıp devrederken daha iyi bir altyapı ile kendilerinden daha iyi bir yönetim oluşturma gayretine girer ve bu geleneği sistemleştirir. Kulüp halkındır, belediyenin veya kaymakamlığın değil. Halkımız da yönetime umarım sahip çıkmayı becerir ve geçmişten ders alır. Yolumuz açık olsun.
3- Ordu Büyükşehir Belediyesinin çok önemli, orijinal ve başarılı projeleri var. Takdir ediyorum, tebrik ediyorum. Ancak Ünye ile ilişkisi çok vahim!
Bilgi vermeden, sormadan, görüş almadan bir sürü yanlış adım attılar ve tepki gördüler. Bir kısım projeleri tepkiler sebebi ile durdurdular, geri adım attılar, kızdılar, geri çekildiler. Ayrıca İlçeler arası hizmette adaletsizlikleri belgelerle tespit edildi. Ünye’ye üvey evlat muamelesi yaptılar. Hem de Başkan, başkan vekili, özel kalem müdürü, birçok daire amiri Ünyeli olmasına rağmen. Bu nasıl bir iştir anlamak mümkün değil. Vatan toprağı kamu görevlilerinin mülkü değildir, halkındır, halka rağmen bildiğinizi yapamazsınız deyip duruyoruz. Tepkilere doğru dürüst açıklama bile yapamadılar.Karşılıklı ilişkiler oldukça bozuldu.
Bir de Sayın Nihat Şen Bey’in girişimleri var ki evlere şenlik! Nihat Bey’i takip ediyorum. Çok girişimlerde bulunmak istiyor, Ünye ile ilgili birçok konuda adım atmak istiyor, girişimde bulunmak istiyor, projeler üretiyor, toplantılar yapıyor, açıklamalar yapıyor, eleştirilere cevap vermeye çalışıyor ve de sürekli halkı, gazetecileri kendi eleştirip Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı gibi konuşup, koşturup duruyor. HATTA SONUNDA İSTEYİN KÜLTÜR MERKEZİNİ OBB OLARAK BİZ YAPALIM DA DEYİVERDİ!
Siz kimsiniz, danışman mı, başkan mı, yetkili mi, gönüllü mü, profesyonel mi, amatör mü sorularına maruz kalıyor ve cevap vermekte zorlanıyor. Hilmi Bey de bir türlü bu ilginç duruma el koyup Ünye halkını rahatlatamıyor. Bu böyle olur mu? OLMAZ! Artık bu kargaşaya son verilmeli, işin ciddiyeti ele alınmalı halka yeterince değer verilmelidir.
Hilmi Bey ile de Nihat Bey ile de hukukum iyidir. Şahsi eleştiri değil benim derdim, eylemler açısından değerlendirme yapıyorum.
ÜNYE’DE danışılacak, görüşü alınacak, tespit, teşhis ve tekliflerine müracaat edilecek çok fazla ve kıymetli insanlar var. Çok mu zor önceden istişareler yapmak? Aslında halk ile istişare ve birlikte kararlar desteği çoğaltır, şikâyeti azaltır. Bunu atlamamak gerekir. Bu o kadar zor bir iş mi acaba?
Önümüzdeki hafta makalemde maddeler halinde tespit ve tekliflerime devam edeceğim inşallah.