AHMET DERYA VARİLCİ

Tarih: 13.12.2022 18:46

Uzun Süren Sonbahar

Facebook Twitter Linked-in

Bakın ne diyor Cemal Süreya

''Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim.''

Hayatın içindedir sanat; iyiyi-kötüyü, sevinci-hüznü…

Ne varsa hepsini kapsar.

Bazen bir yaşama nedenidir dökülen yapraklar.

Altın sarısı, kızıl kahverengi, erguvani…

Turuncu ve yeşilin bütün tonlarıyla önümüze serilen görsel bir şölendir.

Üstelik bu yıl uzun sürdü sonbahar.

Hüznüyle, yaşama sevinciyle…

 

Hangisi ağır basar yaşamımızda…

Hüzün mü?

Sevinç mi?

 

Hilmi Yavuz’unun dizelere döktüğü gibi:

“hüzün ki en çok yakışandır bize 

belki de en çok anladığımız”

(Hilmi Yavuz bir zamanlar Nazım Hikmet için yazmış bu şiiri.)

Sonbahar hüzünle anılır daha çok…

Yağmurlar ve yalnızlık mevsimidir.

Ayrılıkların, vedanın ve hasretliklerin mevsimi. 

 

Üstelik bu yıl uzun sürdü sonbahar.

Giderek kayıyor mevsimler.

Yaz gelmek bilmiyor.

Güz kışa sarkıyor iyice.

Aralık ayını ortaladık, hala sonbahar. 

Sahilde el ayak çekildi, dışarıda yağmur yağıyor.

Turgay’ın eczanesinin yanından geçiyoruz.

El ayak çekilmiş mekânda, Yalı Kahve sessizliğe bürünmüş.

Attila İlhan şiirine benziyor caddeler.

“dikenin

kalbime battığı bir sonbahar günüdür”

Diyor şair;

“sen elini bulutların içinde gezdirirsin

bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler”

Yağmur iyice dökülürken gökyüzünden…

Turgay Güven’i uğurluyoruz Ünye’den.

12 Aralık 2022, 13.00

 

Turgay Güven

 

Aslen Rize-Fındıklı’dan ama biz O’nu Ünyeli biliyoruz. Yıllar önce Ünye Ana Çocuk Sağlığı Merkezi’nden hatırlıyoruz. Sonra Özel Sevgi Polikliniğinde hizmet verdi. İlk yeri Han Boğazı’ndaydı, Niksar Caddesi’nde bir yere taşındı.

Emekli olunca eczacılık mesleğini tercih etti.

Tıp ile birlikte eczacılık mezunuydu. Kendine daha fazla zaman ayırabilmek için olsa gerek, Yalı Kahve’de eczane açtı.

Aynı gazeteye yazıyorduk. Yakın tarihimizden sağlık sorunlarına kadar geniş yelpazede yazıyordu. Sosyal bir kişiydi. Meslek örgütlerinde ve demokratik kuruluşlarda faaliyet yürütüyordu.

Kısacası, boş vakti yoktu…

Eczanesinde boş oturduğuna tanık olamadım, mutlaka bir uğraş peşindeydi.

Erken ve zamansız diyeceğim, her ölüm gibi…

Ama Turgay’ınki gerçekten zamansızdı.

Daha okuyacak çok kitap, gezip görülesi yerler, sanat yapıtları ve filmler vardı.

O’nu Rize Fındıklı’ya uğurlarken Ünye’yi terk edişine tanık oldum.

Sadece Ünye’ye değil, hayata veda etmekti, tüm sevdiklerine…

Geride bıraktıkları için Metin Altıok’un bir dizesi takıldı belleğime;

 

“Bu ham dünyada zoraki bir söz gibi sevgim.

Sevsem sana yazık, sevmesem incinirsin.”

 

Güle güle Turgay kardeşim.

Yattığın yer incitmesin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —