YAHYA CUMHUR TAPÇI


Yalnızlık Bizim Yoldaşımızdır

Yahya Cumhur Tapçı


Yalan dünya deyip duruyoruz ya… Bu söz ne kadar doğru hiç düşündük mü? Kim bilir belki de biziz yalan olan… İnsanoğlunun, yaptıklarına baktığımda şu dünyada bir yalan olduğuna inanmadıklarını görüyorum. Sanki herkes ve her şey baki de şu dünyada bir benim yalan olan… 

Dünyanın ömrü ile mukayese ettiğimizde insanoğlunun ömür süresi o kadardır az ki şu âlemde; zerre içinde bir zerre... “Şu yalan dünya” dediğimiz nesnenin, üzerinde hayat sürmüş ne kadar canlı cansız varlık varsa hepsi yok olmadan, kendi yalancılığı ortaya çıkmayacak anlaşılan. 

İnsanoğlunun şu dünyadaki yaşantısı, kavgası, hırsı, bencilliği, sanki ebedi yaşayacaklarmış gibi davranıyor olmaları beni çok düşündürdü. Sonunda herhâlde şu dünyada yalan olan benim kanaatine vardım. Aslında maziyi şöyle bir hatırlayıp değerlendirdiğimizde; soyut somut, bildiğimiz, bilmediğimiz, gördüğümüz görmediğimiz ne varsa şu varlık âleminde hepsi yalan; bâki olan Allah(cc)...

Ben yalanım demiştim ya: Çocukluğum, gençliğim, olgunluk ve yaşlılık  çağlarım… Hepsi terk edip gittiler beni... Şöyle bir gözden geçiriyorum ömür serencamımı; ne çocukluk yıllarımdan, ne gençlik, ne okul, ne çalışma arkadaşlarımdan kimseyi göremiyorum etrafımda. Bir kısmı darı bekaya göçtüler. Etrafımda görebildiklerim de yanımda değil... Bu nasıl bir iştir, diye soruyorum kendi kendime. Problemli bir tip değilimdir aslında, uyumluyumdur. Peki, neden kendimi yalnız hissediyorum? Kimseler neden yanımda değiller? Neden yapayalnız hissediyorum kendimi şu koskoca dünyada?

Çevremde bir sürü insan… Bir heyula içinde koşuşup dururken, vızır vızır dolaşırken etrafımda araçlar, bunca gürültü patırtı içinde yuvarlanıp giderken hayat; bunca varlık, lüks, şatafat, curcuna varken ben neden yalnız hissediyorum kendimi? Bir kusurum mu var acaba? Belki de kusur bende… Peki, ben neden bir türlü bu kusurumu bulamıyorum? Kusursuz insan olmaz. Bizim de vardır elbet bir kusurumuz ve bu kusurumuzun kefareti de yalnızlığımız olsa gerek. Bundan sonra kusurumu arama derdine mi düşsem acaba... 

Kusurum mudur beni yalnızlığa iten yoksa insanlığın/ların samimiyetsizliği, bencilliği mi bunu pek bilemedim…

Kişi kendi muhasebesini en doğru şekilde yalnızken yapabilir. Etrafındakilerin yalancı iltifatları, egoist eleştirileri kişiyi yanıltabilir, gerçeklerden uzaklaştırabilir. Bu da kişinin hata yapmasına sebep olur. Herhalde bizde de böyle bir hal olduğundan mıdır nedir yalnızlık beni kendime getiriyor. Kendimle yüzleşip, olanca samimiyetimle kendimi eleştirebiliyorum. Ne kimseye karşı mahcup oluyorum ne de başkaları tarafından kınanmış oluyorum. Yalnızlığım benim en samimi arkadaşım, dostum, sevgilim… Yalnızlığımda Hakk’ı, hakikati daha iyi kavrıyor ve anlıyorum…

Son tahlilde işyerinde, camide, cemaatte hep yalnız hissettim kendimi. Halk içinde ( Hak’la olmayı çok esterim) yapayalnızım… Asilzadeler arasında zaten yerim yok, böyle bir isteğim de yok, hiç olmadı... Asilzadelerin etrafında dönen riyakârlıklar, samimiyetsizlikler, entrikalar, dedikodular, çekememezlikler, iftiralar, tavan yapmış egolar, … Bunların sadece asilzadeler arasında olduğunu mu düşündüğümü sanıyorsunuz… Yanılıyorsunuz… Bu toplumun her kesimini istila etmiş ikiyüzlülük, bencillik, çekememezlik... Böyle bir toplumda kişinin kendini bulması, kendisiyle hesaplaşması ne mümkün… Böyle bir ortama nasıl girebilirim ki… Mizacıma, fikri yapıma, anlayışıma ters… Mala mülke, dünyaya ve dünyalığa meylim yok, olmadı. Sadece evladı iyaldir bağlayan bu dünyaya beni… Onların da emanet olduğunu bilirim. Herkes kendi yoluna kendi istikbaline yollanırken ben de kendi yolculuğumun hazırlığındayım… Anlayacağınız göçüp gittikten sonra kim kimi ne kadar hatırlayacak ki… İşte o yüzden bu dünyanın her şeyi yalan… Yalan dünyada bir yalan; yalnız gelmiş yalnız giden bir yalan, insan…

Sonuç: Şu dünyada ben ve dünyalık ne varsa hepsi yalan. Bugün varken yarın yoklar. Hepsi teker teker terk eder seni. Ve kalırsın işte benim gibi yapayalnız. Gün gelir ben de terk eder giderim dünyayı. Ben de bir yalanın parçası oluveririm… Üç beş gün hatırlar belki eş dost, dördüncü gün onlar da unutuluverirler vesselam.  

Yalnız geldiğimiz şu yalancı dünyada bir ömür bütün yalanları geride bırakıp göçüp gideceğiz. İnsanlık adına bir hayır işleyememişsen ne işe yaramışsındır ki… Varlığın ve yokluğun insanları neden ilgilendirsin… Biz inanırız ki Haşir var, hesap var, mizan terazi var… Bu dünyada ölüm var ölüm… Ölüm gerçek, dünya yalan… Yapayalnız çıkacağız ebedi yolculuğa… Sadece amellerimiz ve imanımızla baş başa kalacağız. İşte biz belki de o zaman anlayacağız yalanın, gerçeğin ne olduğunu ve yalnızlık bizim yoldaşımız olacak...
 
17.02.2023

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593