Merhaba Değerli Ünye Kent Okuyucuları,
Her yazımızda kültürümüzün derinliklerine dalıyoruz; bu hafta ise, dünya gündeminde yankı uyandıran Küresel Sumud Filosu (Global Sumud Flotilla) üzerinden, binlerce yıldır süregelen yardım ve dayanışma geleneğimizi ele alacağız.
Zulme karşı sessiz kalmak mümkün değil. Tarih boyunca Türkler, din, dil, ırk gözetmeden zorda kalanlara yardım etmeyi bir erdem bilmiştir. Dede Korkut’un öğütlerinde, Oğuz Kağan Destanı’nda ve halk masallarımızda yiğitliğin ölçüsü sadece kılıç sallamak değil; düşküne omuz vermek, mazluma sahip çıkmakla ölçülür. Çünkü Türk kültüründe yiğit, yalnızca güçlü değil; aynı zamanda merhametli olandır.
Bugün bu kadim değerler, Küresel Sumud Filosu ile denizlerde yeniden görünür hâle geliyor. “Sumud” Arapçada “direniş, sabır, köklerine bağlı kalma” demektir. Açlığa, kuşatmaya ve katliama karşı yola çıkan bu filo, insanlığın vicdan gemilerini temsil ediyor. Türkiye’den gönüllüler ve yardım kuruluşları bu kervana katılarak Anadolu’nun misafirperverliğini dünyaya taşıyor.
Kültür bilimi açısından bakıldığında, bu hareket sadece bugünün politik bir girişimi değildir; bin yıllık bir kültürün vicdan çığlığıdır. Orhun Yazıtlarında Bilge Kağan’ın sözleriyle “aç olanı doyurmak, çıplak olanı giydirmek” Türk töresinin temeliydi. Tonyukuk’un öğütlerinde de yiğitlik ve yardım erdemi ön plana çıkar. Yunus Emre, “Yaratılanı severim, Yaradan’dan ötürü” diyerek insanı ayırmadan kucaklamıştır. Sumud Filosu, bu kadim öğretilerin denizlerde yankılanan yeni bir sesidir.
Türk Deniz Kuvvetleri iki firkateynle filoya eşlik ederek güvenlik sağladı ve arıza yapan bir gemideki aktivistleri tahliye etti. Türk Kızılay’ı ise gıda ve ilaç yardımlarıyla destek verdi. “Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.” İşte Anadolu’nun öğrettiği budur: Paylaştıkça azalmaz, büyürüz.
Bugün Sumud Filosu, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanından gönüllüleri bir araya getiriyor. 46 ülkeden yaklaşık 497 gönüllü, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıktı. Bu filo, yalnızca erzak taşımıyor; zulme karşı susmama irademizi, insanlığımızı ve dayanışmamızı denizlere taşıyor. Malcolm X’in dediği gibi, “Eğer bir şeyi istiyorsan, biraz gürültü yapsan iyi olur.” İşte Sumud Filosu, tam da bunu yapıyor.
Ama unutmayalım ki bu yolculuk yalnızca gemilerden ibaret değil. Asıl yolculuk, vicdanımızda başlar; sessiz kalmak, vicdanın göz ardı edilmesi anlamına gelir. O gemiler, sadece erzak değil; insanlığın vicdanını ve umudunu taşıyor.


