Dünya da barış ve huzurun hâkim olduğu zamanlar çok az olmuştur. Dünya da son yüzyılda en çok sorunlu yerlerin başında kuşkusuz Ortadoğu gelmektedir.
Neden Orta doğu? Çünkü dünyada petrol rezervinin en çok bulunduğu yer orasıdır.
Birinci dünya savaşının çıkış sebebi de ne Avusturya Veliahdına suikast yapılması ne de başka bir şeydir. Savaşın çıkış nedeni orta doğu petrolleridir. Petrol kimin hâkimiyeti altındaki topraklardaydı? Osmanlının. Bunun için Avrupa ülkelerince Osmanlının parçalanması kararı birinci dünya savaşında değil, petrolün kıymetinin anlaşıldığı 1900’lü yılların başlarında verilmiştir.
Tabi dünyanın başka bölgelerinde yerel savaşlar olmuştur. Ancak dünya savaşları başta olmak üzere en fazla savaşların olduğu, dolayısıyla sorunların bitmediği hatta katlandığı, huzurun bir türlü tesis edilemediği adres orta doğudur.
Orta doğu ne zaman huzurlu yaşadı dersek… Bunun cevabı asr-ı Saadet ve Osmanlı dönemidir.
Ne zamanki Araplar Osmanlıya sırt dönüp İngilizlerle işbirliği yaptılar, ondan bu yana Ortadoğu’da huzur görülmemiştir.
Osmanlıya hainlik yapıp İngilizlerle işbirliği yapan, ama sonrasında da Suud’lardan ve İngilizlerden kazık yiyen Şerif Hüseyin de ölüm yatağında Osmanlıya yanlış yaptığını ve bu yüzden pişmanlık duyduğunu itiraf etmiştir.
Yaşadığımız çağda dünya küresel şirketlerin dünyaya egemen olduğu ve onların hükümetleri aracılığıyla dünyayı sömürmek için savaşları körüklediği ve savaşlardan nemalandığı bir döneme evrildi.
Yine yaşadığımız asırda dünya din ve mezhep savaşlarının olacağı istikamete kaymaktadır.
Ne yazık ki insanlık evrensel saygı, sevgi ve uygarlığa hala ulaşamamıştır.
Dünya da adaletsizliklere dur diyecek bir terazi, düzen, kuruluş yoktur.
Birleşmiş milletler teşkilatı da dünyada haksızlığa dur diyecek, barışı sağlayacak güce sahip değildir.
Beş daimi üyenin istediği gibi yönetilen bu teşkilatın varlığı hiçbir anlam ifade etmemektedir.
Bu teşkilat ya adil bir mertebeye getirilmeli, ya da lav edilmelidir. Gerekirse alternatif bir teşkilat kurulmalıdır.
Batı ve Amerika küresel şirketleriyle dünyanın üzerine çökmüş, savaşlar körükleyerek karlarını artırma politikası güdüyorlar. Emperyalist ülkelerin küresel şirketleri vasıtasıyla dünyada savaşları körükleyerek karlarını artırma çabaları yüzünden, dünyada silaha yılda harcanan para 3 Trilyon dolara yaklaşmaktadır.
Hal böyleyken dünyanın yoksul ülkelerinde açlık yüzünden günde 25 binden fazla çocuk hayatını kaybetmektedir.
En fazla açlık çeken ülkeler Afrika’dadır. Başlıca açlıkla karşı karşıya olan ülkeler Sudan, Somali, Afganistan, Suriye, Demokratik Kango ve Haiti’dir.
Dünyada sadece silaha yılda 2 Trilyon dolardan fazla harcanırken, hâlbuki açlığı durdurmak için bir Milyar dolar, evet sadece bir milyar dolar yeterlidir. Bu oran gözü aç zengin ülke insanlarının basit konforlarından kolayca karşılanabilecek miktardır.
Ama ne yazık ki Dünyanın zengin ülkeleri, körfezdeki Arap ülkeleri de dâhil buna, yoksul ülkelerin ıstıraplarına kör, sağır ve dilsizlerdir.
Dünya insanlığın en adaletsiz dönemini yaşamaktadır. Tabi şunu bilmek bir ölçüde ümit kar olamama yardımcı oluyor: İzlemişsinizdir… Batı ve Amerika hükümetleri İsrail vahşetine destek çıkarken, halkları hükümetlerinin bu meyandaki politikalarına katılmıyor, Filistin’e destek veriyor, hükümetlerinin İsrail vahşetine sahip çıkan politikalarını kınıyorlar. Bu insanlık adına altı çizilmesi gereken bir olgudur.
