RECEP ÖZCAN

Tarih: 11.03.2024 16:42

Yerel Seçimler Var

Facebook Twitter Linked-in

Yeni bir seçim dönemi daha yaşıyoruz.

Seçimler demokrasilerin şenlik dönemleridir. Seçmen oy vereceği adayı sokakta görmek istiyor, yanına varsın elini sıksın istiyor. Adayın yüzünün gülümsemesinden dolayı içini mutluluk kaplasın istiyor.   Hatta partisinin afişlerini görünce bile mutlu oluyor.

Her seçmen, elbette kendi taraftarı olduğu partisinin adaylarının kazanmasını istiyor. Biz de karşıtlarımızın iyi dediklerini biz kötü olarak nitelendirebiliyoruz. Onlar da bizim iyi ve kötü ölçülerimize göre yaptığımız değerlendirmelere, tam tersinden yaklaşabiliyorlar.

Hani, meşhur örnektir. 

Hz. Peygamber (S) zamanında, müşriklerin en hızlı liderlerinden olan Ebu Cehil, o yüce Peygamber için, “O, insanların en çirkinidir” der. Bunu Hz. Ebubekir'e söylediklerinde, o ise, Hz. Peygamber için, “O, insanların en güzelidir.” karşılığını verir.

Bu iki zıt değerlendirme karşısında kararsız kalanlar, durumu Hz. Peygamber'e söylediklerinde, “Her ikisi de doğru söylemiş! Ebu Cehil, beni nasıl güzel ve Ebubekir de beni nasıl çirkin görebilir.” buyurur. 

Kişinin kendi tuttuğu parti ve onun gösterdiği aday en iyisi ve güzelidir. Ondan daha iyi hizmet yapacak kimse yoktur. Anlayışımız budur.

Özellikle bugünlerde, şu seçim sıralarında, şahsi menfaatleri için parti değiştirenler, adaylıklarından memnun olmayanlar yahut yanlış aday olduğu biline biline aday gösterenlerin ve gösterilenlerin halini anlamak için iyi bir tahlil eseridir. Siyasetin çok girift bir bilmece olduğu aşikârdır! Bugüne kadar çözüldüğü görülmemiştir, çözüldüğü yerde insanın karşısına hep bir kördüğüm çıkmıştır.

Kü­me­sin içi be­si­li ta­vuk kay­nı­yor, fa­kat sa­hip­siz­miş. Kü­me­se mü­dür ara­ma­ya baş­la­mış­lar, til­ki de baş­vu­ran­lar ara­sı­na gir­miş. Ta­lip olan­la­rın hep­si­ne bak­mış­lar, en gü­ve­ni­lir, en gö­zü açık ola­rak til­ki­yi se­çip mü­dür yapmaya ka­rar ver­miş­ler, “Kaç pa­ra ma­aş is­ter­sin?” di­ye sor­muş­lar! Til­ki, “Val­la ben para pul istemem, ben dava adamıyım." demiş. İşte bazıların tavrı bellidir. 

Seçim beş yılda bir yapılır. Bu seçim boyunca adaylar kendilerini bizlere methederek, karşı adayı da yererek anlatmaya çalışırlar.

Nasıl adaylar birbirlerini beğenmiyorlarsa, seçmenlerde karşı taraf seçmenini beğenmiyor. Karşı tarafı akılsız, doğruyu bilmeyen, koyun sürüsü, kendinden aşağı küçük olarak görüyor. Bazıları hep aynı partiyi seçmesine rağmen, terliği başka adaylardan üstün görmesine rağmen kendini akıllı, zeki ve doğruyu seçen,  en iyisini bilen olarak kabul ediyor.

Hâlbuki herkesin görüşü farklı olabilir. Bildikleri ile hedefe ulaşmaya çalışıyor. Yollar farklı ama hedef aynıdır.  Kendi çıkar ve görüşlerini gerçekleştirecek adayı seçmektir. 

Aday seçmeni ikna etmeye, seçmende diğer seçmeni ikna etmeye çalışıyor. Bence kimseyi ikna etmek mümkün değildir. Adayların seçmeni ikna etmek için yaptıkları çalışmalar, yapılan masraflar, harcanan paralar gerçekten haddinden fazla miktardadır. Bu harcadıkları paraları babalarının hayrına harcamazlar diye düşünüyorum. Fakirin biri çıksa “bana bir ekmek parası ver” dese cebinden bir ekmek parası çıkarıp vermezler. Bu harcamalar neyin nesi öyleyse? diye sormadan edemiyoruz.

Bizi ısrarla ikna etmeye çalışanlar ise, Kur'an diliyle, 'Lekum dinukum, veliyedîn.' ”Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” deyip geçilmelidir. 

Yine bu seçimle, muhtar seçimi de yapılmaktadır. Her mahallede haddinden fazla aday seçilmek için yarış halindedir. Türkiye genelinde 60 bin muhtar seçilecektir. Her birine asgari ücret maaş ödenmektedir. Ayrıca sigortaları da ödenmektedir. 

Muhtarlar mahallelerinde ne iş yaparlar. Vatandaş olarak bir işlem için hiç yanına gitmedim ve tanımam bile. Hizmet edecek bir şeyde yok ve görmüyorum. Devlet muhtarlar boşuna maaş ödüyor. Boşuna sigortalarını ödüyor. Bu paralar, ödenmeyerek devletin bütçesine katkı sağlayabilir. Muhtar adayları da seçilmek için birbirleriyle kavga etmemiş olurlar.

İster Belediye başkanları, ister belediye meclis üyeleri, ister muhtar seçerken, görüşümüze uygun biri mi?  Hizmet yapar mı? Veya hizmet yapabilecek kapasitede mi?  düşüncesini taşıyarak seçimizi yapmak zorundayız. Gelecek bizim hayatımız, bizi kimse düşünmez. Biz kendimizi düşünmek zorundayız.  Bu duygularla seçimin hayırlı olmasını diliyorum


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —