RECEP ÖZCAN


Yönetenlerin Ekonomiyle İmtihanı

Recep Özcan


İktidarların imtihanı ekonominin durumuyla ilgili değerlemeye tabi tutulur. Vatandaş karnını doğuracak ekmek almak için cebini boş olduğunu anlayınca ekonomik kriz başlamış demektir. Alım gücünü kaybettiğinde sesler “açım, açız” diye çıkmaya başlar. Bu bazen tiyatro da olabilir. Gerçek olanı da var. Gerçek aç olanı siyasilerin görmesi biraz zordur.

İnsanlık öncelikle zorunlu ihtiyaçlarını karşılanmasını talep eder. Yönetenler de yönettiklerine bu arzı sunmaları normaldir. Arz talep dengesi ekonomide olduğu gibi oluşması gerekir. Arz talep dengesi oluşmazsa iktidarların ekonomi ile imtihanı başlar.

Ekonomide arz talep dengesi denildiği gibi hiç oluşmaz. Sermayeyi elinde bulunduranların istediği yönde oluşur. Düşünün fındıkta devletin alım müdahalesi olmadığı zamanlarda fındık para ediyor mu? Fiyat hem düşük kalmaktadır. Maliyetini karşılamaz. Bu başka ürünlerde böyledir. Özellikle gıdada devletin üretilen ürünlere alım desteği olmalıdır. Olmazsa üretim olmaz.  

Üretim hep dengeli olmalıdır. İnsanları tüketime özendirmek israfı teşvik etmektir. Hiçbir kaynak sonsuz değildir. İsrafın olduğu ekonomide krizler patlak verir. İşin sonucunda “açız” diye bağırmaya başlayanlar çoğalır. 

Gıda, barınma ve güvenli yaşamak insanların insanlık hakkıdır. Bunların olabilmesi için “enerji” gereklidir. Enerji çağımızda daha da önem kazanmıştır. Enerji olmadan hayat sanki yaşanmaz gibi bir durum oluşmuştur.

Gıda ve enerji yeterli olmadan, gıda ve enerjiyi nasıl sağlayacağını bilmeyen, çözümünü anlatamayan iktidar olamaz. İktidara ulaşmanın yolu öncelikle insanlara gıdayı ve enerji sunabilmektir. Bunların varlığı ekonominin iyi gittiğini, yokluğu ekonomin kötü gittiğinin göstergesidir.

Gıda için toprak ve insan kaynağı gereklidir. İnsan kaynağınız iyi yetiştirilmemişse gıdayı sağlamanız mümkün değildir. Günümüzde insanlar köylerden kaçmakta şehir hayatına katılmaktadır. Şehri, hayatı yaşamada kolay görmektedir. Hâlbuki şehirde yaşamak o kadar da kolay değildir.

Enerji ise daha çok topraklarımızda bulunmasıdır. Bu bakımdan ülkemiz yeterli değil dışarıya muhtaç durumdadır. Dünyadaki olumsuz gelişmeler ekonomiyi zor duruma düşürmektedir.

Gıda ve enerjinin önemli olduğu, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş nedeniyle daha iyi anlaşılmıştır.

Ekonomi kötüleşince vatandaşın bir kısmı buzdolabına bakarak oy vermeyi tercih edebilir. Hayat sadece mideyi mi düşünmeyi gerektiriyor? Bizleri biz yapan başka değerlerimiz de var. Oy kullanılırken maddi ve manevi değerleri birlikte düşünmek gerekir. Oy verirken elini buzdolabına koyarak değil, vicdanına koyarak kullanılır. Tercih vatandaşındır.

Ekonomide para önemlidir. Parasız bu dünyada bir şey yapılmadığı gibi ahirete de faydası vardır. Hayrı yapmak için bile para gereklidir. Para kazanmanın yolu ise çalışmaktır. Çalışmak, kişinin ekonomisini düzelttiği gibi devletin ekonomisinin düzelmesi için vatandaşına istihdam sağlaması gerekir. İstihdamın olmadığı ekonomide kriz olmaz mı? Yeterli istihdam varsa kriz her zaman aşılır. Yoksa yönetenlerin ekonomi ile ilgili imtihanı başlar.

Ekonomiyi kriz haline getiren yoksulluk değildir. Zenginliğe özenmektir, lüks yaşamaktır. Krizde yoksulların kaybedeceği bir şey yoktur. Fakat her zaman zenginler ve yönetenler kaybeder.

Faiz para ticaretidir veya kiraya verilmesidir. Bankalar, halktan yüksek faiz oranında para toplayınca, kredi verme zorunluğu ortaya çıkar, topladıkları paraları da yatırım yapmayacaklarına göre, yüksek faizle yatırımcılara vermek zorundadır. Yoksa batarlar.

Faizin yüksek olması işsizliği düşürmez, aksine artırır. Çalışmayı engeller, insanları tembelliğe sevk eder. İstihdamın oluşmadığı ekonomi, kriz demektir. Bu da yöneticilerin ekonomi ile imtihanıdır.

Kısacası ekonomik kriz siyasileri iktidara getirdiği gibi, iktidardan düşürebilir.

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593