Yılmaz Akın

Tarih: 02.10.2025 09:00

Bir Cenaze Ritüeli (Tilkinin Yaşadığı)

Facebook Twitter Linked-in

  Yılan, yavrularına saldırmaya hazırlanmıştı tam yakalayacağı sırada baba tilki kendini yavrusunun önüne siper etti ve yılan tilkiyi  ayağından ısırarak kaçtı böylece yuvadaki yavrular kurtulmuş oldu.       

     

  Yaralı, titreyerek, canı yanmış bir şekilde geri döndü; ateşle parlayan gözleriyle topallıyordu

Isırık kısaydı, ama acısı… günlerce dinmedi.

Ama sürüsü, onu iyileştirmek yerine… dışladı.

— “Hastalanmak istemiyoruz,” dedi bazıları.

— “Gitmesi daha iyi olur,” diye fısıldadı diğerleri.

 

Böylece tilki uzaklaştı, yalnız ve kaybolmuş bir halde…

Yaradan dolayı değil, terk edilişten dolayı.

Ona en çok acı veren zehir değil, reddedilmekti.

 

Uzak bir mağarada sığındı; her gece yalnızlıktan titreyerek uyuyordu.

Zamanla, yaralı bacağını kaybetti.

Neredeyse hiç yemek yemedi.

Neredeyse hiç uyuyamadı.

 

Bazen onu ziyaret eden bir karga, sürünün yanına döndü ve şöyle dedi:

— “Tilki hâlâ yaşıyor. Ama yardıma ihtiyacı var. Artık avlanamıyor. Zayıf ve yalnız.”

Herkes onu dinledi.

Ve herkes bir bahane buldu.

— “Yemek aramakla çok meşgulüm…”

— “Yavrularımla ilgilenmeliyim…”

— “Bu kadar uzağa gidemem…”

 

Karga döndü, kanatları boş.

Haftalar geçti.

Sonra bir gün, kimsenin duymak istemediği haberi getirdi:

— “Tilki öldü.”

 

Sessizlik.

Her şey durdu.

Avlananlar koşmayı bıraktı.

Uyuyanlar uyanıp pişmanlıkla sustu.

Yavrularını büyütenler başlarını eğdi.

Ve bir anda… herkes mağaraya doğru koşmaya başladı.

Ağlıyorlardı.

Adını haykırıyorlardı.

Keşke daha önce gelseydik, diyorlardı.

Ama geldiklerinde, artık orada bir tilki yoktu.

Sadece titreyen bir pençeyle yazılmış bir not vardı:

 

“Bazen yaşarken, kimse yardım etmek için karşıdan karşıya geçmez…

Ama öldüğünde, seni ağlamak için dağları aşarlar.

Bir cenazede dökülen gözyaşlarının çoğu… sevgiden değil, suçluluktandır.”

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —