ONBINLERIN DÖNÜSÜ (Original adi Onbinlerin Ricati) tarihin önemli olaylarindan biridir. Perslere yardima giden bir ordunun binlerce kilometrelik yollari yürüyerek yurduna dönüs öyküsüdür.
Ünye (Onea) ve Termedon (Terme) geçisini tehlikeli bulan Onbinler Kotyora’dan (Ordu) gemilere binmislerdir. Buradan Sinop’a gelen askerler Sinoptan yine gemilerle Ege’deki yurtlarina dönmüslerdir.
Onbinlerin Dönüsü 'ONBINLERIN RICATI' adli eserin yazari KSENOPHON, M.Ö. 430 yilinda dogmustur.
M.Ö. 404 yilinda Pelopones Savasi sona ermis, Isparta'ya yenilen Atina, kötü sartlarla bir baris imzalamisti. Üç yil sonra Iran krali Artakserkses'in kardesi genç Kyros, tahti ele geçirmek için Ispartali kuvvetler ve parali askerler ile harekete geçmisti.
Iste KSENOPHON, prens KYROS'un bu seferine katildi, Batida SARDES (Manisa) sehrinden yola çikan bu ordu, Güney Mezopotamya'da KUNAKSA sehrine kadar gidip Kral ARTEKSERKSES ile çarpisti. Prens KYROS öldü, ondan sonra mesakkatli dönüs yolculugu basladi...
Eser bu gidis-dönüs yolculugunu (M.Ö. 401-400) anlatir, çogu 'dönüs' kismi ile ilgilidir. Eserin orjinal adi ANABASIS'dir. Yüzyillardir okunan, o çagin çesitli KÜÇÜK ASYA (ANADOLU) ülkesini, halklarini ve törelerini anlattigi için de klasiklesmistir.
Onbinlerin Dönüsü
Onbinler, tarihin önemli yürüyüs olaylarindan biridir. Bir ordunun binlerce kilometrelik topraklari asarak yurduna dönüs öyküsüdür. Bu öykünün en ilginç ve unutulmaz bölümü ise Ordu topraklarinda yasanmistir. Bu büyük dönüs olayini Ksenefon bir anlati biçiminde yazmistir.
Bu Anadolu’nun büyük kesiminde egemen olan Pers Imparatorlugu’na yardima giden, Ege bölgesindeki parali askerlerin öyküsüdür. Parali asker ordusunun basina ayni zamanda yazar-tarihçi olan ve iyi bir hatip oldugu bilinen Ksenofon geçer. Hitabet yetenegiyle orduyu Ege’ye dönüse ikna eder. Böylece, bugünkü Suriye-Irak bölgesinden binlerce askerin büyük yürüyüsü baslar. Ortadogu’dan Trabzon’a, buradan Kotyora’ya (bugünkü Ordu) degin uzanan ve Kotyora’da gemilere binerek yurtlarina dogru yola çikan ordunun yasadiklari Ksenofon tarafindan günü gününe not edilir ve “Anabasis” adiyla kitaplastirilir.
Bu büyük dönüs, tarihte “Onbinlerin Dönüsü” adiyla dünya tarihinde büyük bir kitlenin en uzun yürüyüsü olarak bilinir; bu yürüyüsün yazildigi kitap dünya tarihçileri için çok önemlidir. Bu uzun yürüyüsle ilgili birçok efsane, öykü vardir.
Onbinlerin dönüsünün en önemli ayagi Kotyora’da yürüyüsün sona ermesi, onbinlerin yurtlarina buradan gemilere binerek gitmeleridir.
Kotyora’da, Onbinlerin lideri ve komutani olan, dönemin en ünlü hatibi olarak taninan Ksenefon’un nutku, dünyaca bilinen tarihsel bir olaydir.
Ksneofon’un basinda bulundugu ordu bazen savasarak, bazen yerli halkla iyi iliskiler kurup yiyecek satin alarak yaklasik üç ayda Trabzon’a kadar gelir ve denize kavusur. Burada biraz kaldiktan sonra üç günde Giresun’a, o zamanki adiyla Kerazus’a gelirler. Burada findigi görürler. Findigin ilk tarihsel kaydi Ksenofon’un bu yapitindadir.
Ordunun bir bölümü gemilerle bir bölümü de yaya olarak yine batiya dogru yola çikarlar. Giresun ile Ordu arasinda bir yerlerde yasayan Mossynoikler’le karsilasirlar. (“Mossynoik” sözcügü eski Yunancada “agaç evlerde oturanlar’ anlamindadir) Yöre halki Hellenler’i topraklarindan geçirmek istemez. Ksenofon önderligindeki Helenler, yöredeki baska halklarla isbirligi yaparak Mossynoikler’e saldirirlar ve baskentlerini olusturan kaleyi ele geçirirler. Onlarin asil istedikleri yiyecektir.
Ksenofon, Anababis’te, bulduklari yiyecekleri söyle tanitir: “…ambarlarda geçen yildan kalma ekmekler buldular. Bundan baska bu yilin tahili da bulundu. Bu tahilin çogu kizilcik bugdaydi ve saplarinin üstünde saklanmislardi. Tuzlanarak küplere bastirilmis yunus baligi eti ve kaplar içinde balikyagi da bulundu. Bu yagi Mossynoikler, Helenlerin zeytinyagini kullandiklari gibi kullaniyorlardi. Kilerlerde birçok yassi cevizler bulundu.(findik.) Bunlarin iç kabuklari yoktu. Bu cevizler Mossynoiklerin bas besinini olusturuyordu. Bunlari hasliyor ya da ekmek gibi firinda pisiriyorlardi. Sarap da bulundu. Bu sarap, su karistirilmazsa biraz eksi idi ama su ile karisinca tadi da kokusu da pek hos oluyordu.”
Onbinler, buradan da geçerek Tibarenlerin yasadigi yöreye gelirler. Burasi, bugünkü Turnasuyu yöresidir. Ksenofon burayi “Bu memleket daha düzlüktü ve deniz kiyisinda birkaç müstahkem yerleri vardi.”
Turnasulu Tibarenler Helenlere dostluk gösterirler ve onlara armaganlar verirler.
Helenler bu yörede çok oyalanmazlar çünkü yörenin asil kenti Kotyora’ya ulasmak istemektedirler.
Dag etegi : Kotyora-Ordu
Kotyora, Ordu kentinin tarih içinde ilk kuruldugu yerdir. Bugünkü Kirazlimani semtinin denizle bulustugu nokta oldugu sanilmaktadir.
Kotyora, Helencede “Dag etegi” anlamina gelir. Sinop’u merkez yapan Miletoslularin bir koloni olarak Amisos (Samsun)dan sonra Dogu Karadeniz’e açilan bir kapi olarak burayi kurduklari ve firtinalarda siginilacak bir liman olarak degerlendirdikleri sanilmaktadir. Knenofon’un önderligindeki ordu, Tibarenlerin bölgesini (Turnasuyu) geçerek Kotyora önlerine geldiginde alinan önlemleri gördüler. Uzun süredir, yüz yirmi iki gündür yoldaydilar, hastalari, yaralilari vardi ve yollarda ele geçirdikleri yiyecekleri tükenmek üzereydi.
Kotyoralilardan yiyecek istediler. Reddedildiler. Hastalarin ve yaralilarin bakimi için kente girise izin istediler, yine reddedildiler. Ancak, bir yerlerden kente giris yollari bularak hasta ve yaralilarini soktular, para karsiligi evlerde kalmalarini, tedavi görmelerini sagladilar. Kentin bütün giris kapilarini tuttular.
Burada 45 gün kaldilar. Yiyeceklerini kent disinda yasayan çevre halklardan edindiler. Bu yöreyi sevmislerdi. Neredeyse yerlesmis gibilerdi. Çesitli senlikler düzenliyorlar, spor karsilasmalari yapiyorlardi.
Kotyora’ya mayis ayinda gelmis olan Hellenler, ekim ayinda buradan ayrilirlar. Ksneofon, yapitinda bu ayrilisi tümcelerle anlatiyor: “Ertesi gün Helenler gemi ile buradan yola çiktilar ve uygun bir rüzgârla iki gün kara boyunca ilerlediler. Bu yolculuk sirasinda Argo’nun yanasmis oldugu söylenen Yason Burnu’nu ve asagidaki irmaklarin agizlarini gördüler.”
Kerasus’tan ayrildilar. 8 günlük yürüyüsten sonra Khalibler’in memleketine vardilar. Bunlar kalabalik degillerdi. Demircilikle geçiniyorlardi.
Tekrar iki günlük yürüyüsle Kotyora’ya vardilar. Burasi Sinope’nin kolonisi idi. Kendilerine Sinope’nin elçileri geldi. Savas istemediklerini, eger denizden giderseniz size gemiler gerekli. Bunlari size biz tedarik edebiliriz. Eger karadan yaya gidecek olursaniz hep harp etmeniz gerek.
Onea ve Thermedon (Terme) sonra Iris sonra da Halys nehrini geçmeniz gerek
Size biz rehberlik yapariz. Daglar arasindaki yolu biz biliriz. Bu yollarda savasta çok insan kaybedersiniz. Burada yolculuk çok zor ve imkansizdir. Deniz yolu ile giderseniz buradan Sinope’ye, Sinope’de ve Heraklia’ya da birçok gemi bulunur. Bundan sonra hiçbir sorun kalmaz dediler. Onbinler One (Ünye) ve Termedon (Terme) den geçmek yerine daha emin olan Cotyora’dan (Ordu) gemilere binip ola çiktilar
Ünye Canik Dergisi sayi 20
Kaynak:
Ksenophon, Anabasis. Çev. Hayrullah Örs, Inkilâp Yayinlari,
Bijiskyan, Per. Minas, Pontus Tarihi