Dün gece Ankara’da yaşayan Ünyeliler ve Ankaralı dostlarımızla “Aşkın Dünkü Çocukları” filmi sayesinde çocukluğumuza gittik, o yılların naif ilişkilerini, samimi ve sımsıcacık dostluklarını hatırladık. Cumhuriyet Meydanındaki bayramların heyecanı ve coşkusunu hissettik, Ünye’mizin doğal güzelliklerini sinema perdesinde görmek hepimizin göğsünü kabarttı. Ünye’nin Dünkü Çocuklarının neşesi, eğlencesi ve azmi bizi güldürdü, her yaşta çocuk coşkusunda olmanın büyük bir hediye olduğunu fark ettirdi hepimize.
Hemşeri dayanışmasının bir örneğini gösterdi memleketimin her yanındaki Ünyeliler, filme yürekten destek verdiler. Yapımcı Selim Tuncer Abimizi kutluyorum, Ünye’yi ve Ünyeliyi bu kadar güzel sinemaya aktardığı için. Ünyelilik; Rum, Ermeni, Gürcü, Türk insanının yıllarca barış ve hoşgörü içinde komşuluk ettiği tüm bu etnik çeşitliliği kucakladığı bir kültür. Kendine has dili hepimizi sarıp sarmalıyor; hemşürem, gaymaam, sömelek, cavlak, apır sapur, götdaş, gopil. Çoğu Ünyeli bu söylemleri unutsa da sinema sahnesinde seyrederken hepimizin yüzüne bir tebessüm yayıldı.
Ünye’nin Dünkü Çocukları Derneği; dünya görüşleri birbirinden farklı, yaşını başını almış Ünyelinin, Milli Bayramlarda törenlere katılarak çocukluk anılarını tekrar canlandırıp toplumsal dayanışmayı, birlik olma duygusunu ve inancını pekiştirip, içimizdeki çocuğu kaybetmeden birlikte neşelenmenin, hayatı sevdiklerimizle paylaşmanın değerini gösteriyor.
Ünye’nin değerli abisi Bilgin Hasdemir film için basılmış olan Havadis Gazetesinde Ünye’nin Dünkü Çocuklarının doğuş hikayesinden bahsediyor. Orta Cami avlusunda arkadaşları ile toplandıklarında geçmişe gidip çocukluk anılarını anlatıp nasıl da eğlendiklerini, o eski çocuk oyunlarını anlatırken ki heyecanlarını, tendürük çevirirken ki sataşmalarının onları çok mutlu ettiğinden bahsediyor. Siyah önlük ve beyaz yaka ile 23 Nisan Bayramına katılma fikri aklında canlandığında üç metre kumaşı alıp terziye gittiğini ve siyah önlük diktirdiğini, Ünye’nin Dünkü Çocukları yazılı afiş yaptırdığını anlatıyor. Bayramda herkesin ona nasıl destek olduğunu, törende birlikte yürüdüğünü daha sonra da, tüm ekibin siyah önlük diktirip Milli Bayramlarda törene bando takımı ile katıldıklarını, 50 yaşın üstünde 100’e yakın Ünyelinin bu oluşumda yer aldığını ifade ediyor.
Filmin her sahnesinde Ünye’nin eşsiz mekanları bir bir görücüye çıkıyor; Asarkaya, Ay Nikola, Bakırcılar Arastası, Çamlık, Feneraltı, Fok Fok, Hüseyin Sabri Kadı Konağı, Hüsrev Yürür Konağı, Orta Cami, Orta Çarşı, Saray Hamamı, Uzunkum, Gavakdibi (Tarihi Çınar Ağacı), Köprü (Ünye İskelesi). Ünye mutfağının tadı damağımızda kalan lezzetleri; Ünye Pidesi, lokumu, mısır ekmeği, pancar çorbası (karalahana çorbası), sütlücan mücveri.
Bu yıl Ünye’ye turist akını olacak gibi duruyor, filmin Ünye tanıtımına büyük katkısı olacağını düşünüyorum. Biz Ünyelilerin filmden sonra memleket özlemi burnumuzda tüttü, Ünye’mizin tüm değerlerini ve güzelliklerini herkes görecek diye mutlu olduk.
Biraz da endişe kapladı benim içimi; doğal ve kültürel değerdeki Ünye’mize her zamankinden daha fazla sahip çıkmalı, korumalı, yapısının bozulmaması için elimizden gelenin fazlasını yapmalıyız.
hürmet.
Değer verilen bir şeye veya bir kişiye karşı
özenli ve edepli davranma hali. Saygı. Dilimize
Arapçadan geçmiştir. Yasak manasındaki haram
kelimesinden türetilen kelime, aslında haram
olma manasına gelmektedir. Saygı manasını
sonradan kazanmıştır.
“Başkalarından kabul ve hürmet görmeyi ne kadar çok arzu edersen, onların tenkit ve dedikodularına da o kadar takılırsın.”
Elif Şafak
Aşk
LUGAT365