Bütün dünyada tarıma, toprağa dikkat çekiliyor… Artık bu alanda yoğun çalışmalar yapılıyor.
Özellikle koronavirüs pandemisi tarım ve toprağın öneminde çok büyük farkındalık yarattı.
Buna bir de Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan tahıl sıkıntısı eklenince herkes toprağı ekip dikmenin hayati derecede bir görev olduğunu anladı.
Ülkemizde de öyle… Milletin yüzü toprağa döndü.
“Döndü” sözcüğünü özellikle kullanıyorum.
Aslında bizim ülkemizde milletin yüzü tarıma, toprağa dönüktü.
Tarımda kendi kendine yeten dünyadaki 7 ülkeden biriydik.
Ama 1980’lerden sonra izlenen politikalarla topraktan uzaklaşan bir millet olduk.
Daha ucuz oluyor diye dışardan satın alan… İthal ürünlerle doyan millet haline getirildik.
Ama dediğim gibi yaşananlar aklımızı başımıza getirdi.
Toprağın kıymetinin… Olmazsa olmaz bir değer olduğunun farkına vardık.
Böylelikle bağa bahçeye inmeye, ekmeye, dikmeye başladık.
Ayrıca sadece millet olarak değil devlette harekete geçti.
Tarım müdürlükleri, belediyeler, ziraat odaları sahaya indi.
Tarım, üzerinde çalışmalar yapıyor… Daha çok, daha kaliteli verim nasıl olur? Bilgiler veriliyor, uygulamalar gerçekleştiriliyor.
Ünye’de de öyle…
Belediye, İlçe Tarım Müdürlüğü, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Ziraat Odası birlikte projeler yapıyor… Teorik ve uygulamalı eğitimler gerçekleştiriyorlar.
Bu projeler içinde en anlamlı bulduğum ve çok takdir ettiğim proje; Minik Eller Toprağa Değiyor projesi…
Bu proje ilçede bazı okullarda uygulanıyor.
Konu ile ilgili yaptığımız haberlerin resimlerinde görüyorum.
Minik eller gerçekten toprağa değiyor… Fide, fidan dikiyor.
Bakımını yapıyor… Büyütüyor, üretiyor, topluyor...
Böylelikle toprağı tanıyor… Üretmenin önemini kavrıyor. Öğreniyor, bilinçleniyorlar.
Ünye Ziraat Odası bu işi çok daha büyük düşündü.
15 dönüm yer kiraladı. Burada tarım kompleksi kuruyor.
Ayrıca Oda iddialı; bu alanı Türkiye’de örnek tarım kompleksi olarak kuracakları ifade ediliyor.
Gazeteci olarak takip ediyoruz diğer ziraat odaları Fatsa, İkizce, Akkuş ta öyle…
Tarıma, toprağa yönelik çok güzel faaliyetler gerçekleştiriliyor.
Ayrıca Ordu Büyükşehir Belediyesi bu alanda çığır açtı. Çok değişik çalışmalarıyla dikkat çekiyor… İlimizde tarım, toprak üzerinde farkındalıklar yaratıyor.
Bütün bu çalışmaları değerli buluyor… Takdirle karşılıyorum.
Ama bir şey var… Çok acı bir gerçek…
Toprak zehirleniyor.
Yapılan yanlış gübreleme…
Zararlı tarım ilaçları…
Madencilikte kullanılan başta siyanür olmak üzere ölüm kusan kimyasallar…
Çöp sularından toprağa karışan ağır metal yüklü atık sular…
Tamam, tarımın, toprağın kıymetini anladık… Yüzümüzü döndük… Ekip dikmeye başladık.
Peki, saydığım zehirlerden ne kadar uzağız?
Yanlış gübreme konusunda… Zararlı tarım ilaçları konusunda duyarlılığımız ne kadar?
Siyanür, arsenik, vb… toprağa bulaşan…
Çöplerden sızan, ağır metal yüküyle toprağa karışan…
Topraktan ürettiklerimizle vücudumuza giren…
Kısacası zehirlendiğimiz bütün bu tehlikelere karşı ne yapıyoruz?
Bizim bireysel olarak yapacaklarımız sınırlı.
Asıl bir şeyler yapması gereken devlet.
Peki devlet ne yapıyor?
Devletin toprakla ilgilenen Bakanlığı, Tarım müdürlükleri, belediyeler, ziraat odaları, üretici birlikleri, kooperatifler bu konuda ne kadar duyarlı?
Görev ve sorumluluklarının ne kadar farkındalar?
Takip ediyorum… İzliyor gözlüyorum.
Ne yazık ki; hiç umurlarında değil.
Bakın, geçtiğimiz Pazar günü Fatsa’da Hamsi Festivali düzenlendi.
Tam o günlerde ise Karadeniz Teknik Üniversitesince yapılan çalışmada, Ordu ilinin deniz yatağı en fazla arsenikli saha olarak açıklandı.
Düşünebiliyor musunuz? Bir tarafta zehir saçan arsenikli deniz… Bir tarafta hamsi festivali…
Festivale katılan Ordu Milletvekillerinden Mustafa Adıgüzel bu gerçeğe dikkat çeken bir konuşma yapıyor…
Diyor ki, “Altın madeni çıkarmakta kullanılan siyanür toprağa, suya karışıp denize akıyor. Denizdeki arseniği çözüyor, tehlikeli hale getiriyor.”
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler ise, bu konuşmaya tepki gösteriyor… Bunun yerinin burasının olmadığını söylüyor.
Ben de soruyorum;
Peki, siz söyleyin Sn. Güler, bu sözler nerede edilecek?
Ne zaman bu gerçekler dile gelecek?
Ve ne zaman harekete geçilecek te topraklarımızın zehirlenmesi önlenecek?
Olmaz Sn. Güler… Hem tarıma toprağa önem vereceksiniz… Hem de toprağın zehirlenmesine göz yumacaksınız… Bu ikisi bir arada olmaz.
Böyle yaparsanız inandırıcılığınızı kaybeder… Tarım toprak üzerine ettiğiniz sözler… Yaptığınız çalışmalar havada kalır.
Ordu ilinin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak geçiniz önümüze toprağımıza sahip çıkalım.
Zehirsiz, tehlikesiz tertemiz toprakta tarım yapalım.
Üstelik Ordu ili olarak tüm Türkiye’ye örnek il olalım.
Böyle yaparsanız peşinizdeki ilk kişilerden birisi olacağım; söz…
Kalın sağlıcakla…