Yaz geldi ya, Tabakhane Deresinde koku çevreyi sardı.
Aslında dört mevsim kokuyor burası. Ancak yaz aylarında dayanılmaz hal alıyor.
Erinmedim, geçtiğimiz Salı günü denize aktığı noktadan Karşıyaka Mahallesi köprüsüne kadar dere kenarını yaya olarak gezdim.
Ne gördüm derseniz? Korkunç şeyler gördüm… Dereye hem doğu hem de batı yakasından (ne olduğu bir an önce araştırılmalı) renkli, köpüklü kirli sular… Lağım olduğu çok belli kaçak kanalizasyonlar karışıyor.
Gezimin sonunda şöyle durdum, şu soruları sordum; “Bu derenin kenarında Fevzi Çakmak, İpekyolu, Bayramca, Karşıyaka, Yunus Emre, Saraçlı, Liseler olmak üzere 7 mahalle bulunuyor. Bu yedi mahallenin muhtarları nerede? Bir araya gelip deredeki bu sorunu ilgili kurumlarla görüşüyorlar mı? Ayrıca bu 7 mahallede 40 bine yakın insan oturuyor. Bunlardan kaçı bir araya geldi, muhtarlara gitti? Kaçı ilgili kurumlara yazdı ve yıllardır süregelen sorunu şikayet etti?”
Hiç ilgilenilmediğini, şikayet edilmediğini düşünmüyorum. Kaldı ki şikayet edildiğini de biliyorum. Ancak yeterli olmadı. Güçlü birliktelikler sağlanıp aralıksız takip yapılmadı. Böyle olunca da ilgili kurumlar da çok aldırış etmedi.
Bu sorunun çözümü için muhtarların ve mahallelerde oturanların birlikte güçlü takibi şart…
Bakın 2021 yılının 25 Haziranında aşağıdaki köşe yazımı yazmışım.
Yazımın başlığı; “Tabakhane Deresi Ünye’nin Haliç’i olmalı”
Şunları yazmışım kısaca;
“Tabakhane Deresi’ne yaz sıcakları vurdu, kokmaya başladı. Şehrin orta yerinde her yaz yaşanan bu kötü kokuyu daha kaç yaz çekeceğiz?
Biliyoruz ki Büyükşehir Belediyesi dere bakım ve düzenleme çalışması yapıyor. Bu sorunun cevabını da asıl onların vermesi gerekiyor…
İlimizin, dere geçen ilçe merkezlerinde bakım ve düzenleme yapan Büyükşehir Belediyesi, aynı çalışmayı neden Ünye’de de yapmıyor?
Burası Ünye’nin Haliç’i olacaktı!
Hiç unutmam yıl 1986… Şükrü Yürür, Sanayi ve Ticaret Bakanı… İsmail Cerrahoğlu ise Belediye Başkanı… Siyasetin iki güçlü ismi…
Aralarında şehrin sorunları konuşuluyor… Tabi ki Tabakhane Deresi de çözülmesi gereken sorun… Yaşanan sel ve taşkınları önlemek için DSİ devreye sokulmuş çalışma başlatılmıştı dere yatağında.
Siyasetin o günkü karargahı Ünye Çimento Tesisleri idi. Orada oturulur, toplanılır, sorun ve çözümleri görüşülürdü…
Gazeteci abimiz Ahmet Yenin de o yıllarda Çimento Fabrikasında çalışıyordu. Dolayısıyla orada yapılan toplantıları… Görüşülen konuları yakından takip edebiliyordu.
Bir gün işyerime geldi. Daha içeri girer girmez; “Dün akşam Tabakhane Deresi ile ilgili bir şey duydum, çok heyecanlandım. Denizin suyu Tabakhane Deresi’ne akıtılacak, dere yatağı Ünye’nin Haliç’i olacakmış.” dedi.
Ahmet Abi’nin bu sözlerinin bende şok etkisi yaptığını hala hatırlarım.
Ayrıca şunu da çok iyi hatırlıyorum… Bu sözleri duyduğumda gözlerimin önüne Tabakhane Deresini getirdim… Sözü edilen çalışma yapılmış, dere yatağı Kale’ye doğru deniz suyu ile dolmuş… Üzerinde küçük kayıklar, kanolar… Nasıl da heyecanlandırmıştı beni bu hayal…
Sonra ne oldu?
Olmadı, gerçekleşmedi bu muhteşem proje…
Sebebi ne derseniz?
Şükrü Yürür’le, İsmail Cerrahoğlu başlangıçta birlikte uyum içinde çalıştılar. Ama bir süre sonra aralarındaki birlik/uyum bozuldu. Bu da hizmetlere olumsuz yansıdı. Bu nedenle Ünye’de olması gereken ya da olabilecek birçok iş yapılamadı maalesef.
Peki, 1986’dan bu yana ne yapıldı Tabakhane Deresi’nde?
Taşkınlara karşı tedbir kapsamında kenar duvarlarının önemli bir kısmı yapıldı.
Ya Haliç projesi ne oldu?
Yaklaşık 40 yıldan bu yana sadece geçtiğimiz yerel seçimde YRP’den Belediye Başkan Adayı olan Hayati Balcı’dan duydum. Deniz suyunu dere yatağına akıtma projesi olduğunu söyledi.
Başka da hiçbir siyasiden ya da kişiden bu konuda bir şey duymadım.
Özetle; Tabakhane Deresi’ndeki kirlilik, koku yaşadığımız zamanda ayıptır, yüz karasıdır. Artık bitmeli… Sorun çözülmeli… Hem de fırsata dönüştürerek, Haliç benzeri muhteşem bir güzellik yaratarak çözülmeli.