Yukarıdaki başlığın sadece dilimizde pelesenk olduğuna, doğru olmadığına inanırım.
Atasözü gibi tekrarladığımız bazı doğru olmayan cümlelerdendir. Tıpkı beni sokmayan yılan bin yaşasın sözünün doğru olmadığı gibi.
Doğduğumuz andan itibaren, etraftan aldığımız davranışlardan kavramlarını kendi düşüncelerimizle sentezlememizden ahlakımız şekillenmeye başlar.
Gelişen düşüncelerimiz, davranış biçimi ve ahlakımız kuşkusuz hayatımızı önemli derecede etkiler.
Ancak edindiğimiz alışkanlıklarımız, huylarımız değişmez diye bir kural yoktur.
Şayet değişmez diyorsak, bu değişmek ya da değiştirmek istemeyişe bulunmaya çalışılan bir mazeret kılıfıdır.
Baba böyle, anne şöyle, şu ortamda yetişti, daha nasıl olsun gibi düşünceler istisnai koşullara bakılarak bir dereceye kadar doğru olsa da, tam olarak doğruyu değildir… Olsa olsa meseleyi yumuşatmak için mazeret sosu kullanmaya yarar.
Ebeveynin olumsuz yaşamasının, ya da inançsız yaşamasının çocuklarının mazereti olabileceğini ifade eden bir akide yoktur.
Nitekim babası inançsız ya da kötü ahlaklı olduğu halde kendine ve yaşadığı topluma değerler katan nice örnekler vardır.
O zaman can çıkar, huy çıkmaz diye de bir kural yoktur. Anne babası da olsa, kimsenin başkasının suçu ile yargılanması gibi bir akide ve kaide de yoktur.
Yani demek istediğim şu: Evet, iyi ortamda yetişmiş çocuklar tabi’i ki diğerlerine göre avantajlı.
Ama ne iyi ortamda yetişmiş bir çocuğun mutlaka iyi huylu, nede kötü ortamda yetişmiş çocuğun kötü olacağını varsayamayız. Çünkü sadece hayvanlar beyni programlanmış olarak dünyaya gelir… İnsanlar değil! İnsanlar beyinlerini geliştirmek ve hayatlarını tasarlayarak yaşamak gibi büyük bir nimete sahip olarak yaratılırlar. Çünkü insan eşrefi mahlûktur.
Yani demem o ki… Can çıkmadan pekâlâ huy çıkar! Olumsuz davranışlar, kötü düşünceler ve alışkanlıklar, kötü huy ve ahlak, pekâlâ iyi kavramlarla yer değiştirebilir.
Bunun için ne lazım? Bunun için böyle gelmiş böyle gider dememek lazım.
Ben böyleyim arkadaş, başkasının lafıyla bu saatten sonra huyumu değiştirecek değilim dememek lazım. Yahu yabani bir hayvanı alıyoruz, eğitiyoruz evcilleştiriyoruz, güzel davranışlara sahip olmasını sağlıyoruz da, insan olarak değişmem diye diretmenin mazereti sebebi ne ola?
Değişmem diyen insan tarihe bir baksın… Nice gaddar, nice inançsız, nice kötülükler yapmış insanlar gayretleriyle ne denli mükemmel ahlaka sahip olup insanlığa hizmet etmişler.
Ben değişmem, değişemem diyenler tabiatı gezip hayvanların insanlığa ibret ve ders olacak yaşamlarını incelesinler… Buna vakti olmayanlar, televizyonda hayvanlar âlemi belgesellerini izlesinler. Mutlaka ders çıkaracak öğeler göreceklerdir.
Tüm bunlara rağmen, dünya da değişimin önemi ve gereğine işaret eden bunca kanıta rağmen, değişime direnen ve olumsuz düşünce ve davranışlarda ısrar eden adama, zükö bile diyemem. Çünkü hayvanlara hakaret olur.