(Birkaç gün önce Hakkın rahmetine kavuşan, Ünye’nin sevgilisi, her daim güleryüzlü, güzel insan ;
Hakan Kapıcıoğlu anısına..)
Musa EROĞLU'nun
"Yolun sonu görünüyor" türküsünü dinliyordum.
Bu türkünün sözleri öyle anlı şanlı şairlere ait değil.
Ordu, Fatsa’dan Dursun Ali adlı bir şoföre ait.
Bu şoför "Halil İbrahim" türküsünün de söz yazarı.
Birgün Dursun Ali'nin 85 yaşındaki annesi hastalanır.
Alır annesini Ankara Hacettepe Hastanesi'ne götürür, yatırılır annesi. Tahliller istenir.
Bir süre sonra Dursun Ali tahlil sonuç larını almak için odadan çıkarken annesi seslenir:
"Nereye Dursun Ali?"
“ Tahlil sonuçlarını almaya gidi yorum.” der Dursun Ali.
Anne oğlu nu yanına çağırır, elini tutar der ki:
“Gerek yok oğlum, yolun sonu görünüyor.”
Dursun Ali çok kötü olur.
Olur mu anneciğim ? Çok iyisin maşallah der ve odadan çıkar.
Sonuçları alır ve odaya döner.
Ne yazık ki annesi son nefesini vermiştir.
Dursun Ali annesinin cenazesini alır ve koyulur yola. Fatsa yolunda, cenaze arabasında bu sözleri yazar:
Bana ne yazdan, bahardan,
Bana ne, boradan kardan
Aşağıdan, yukarıdan,
Yolun sonu görünüyor.
Işte herşey kocaman bir HİÇ..
Ne yaparsak yapalım, hepimiz için yolun sonu görünüyor.
Birgün,
“Geçtim dünya üzerinden,
Ömür, bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor.
Gencim, güzelim, makam
sahibiyim, zenginim.. demeye fırsat kalmadan :
Azrail'in gelir kendi,
Ne ağa der, ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor..
Dünyadaki herşey bize ölümü hatırlatırken biz dünyaya kazık çakmaya çalışıyoruz ya şunu hiç aklımıza getirmiyoruz:
Bu dünyanın direği yok Merhameti, yüreği yok
Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor…
Vefat eden tüm anaların babaların, evlatların, canların ruhları şad olsun..
Halk türkülerini çok severim. Genellikle türkülerin bir öyküsü vardır.
Eğer sözlerini ve öykülerini biliyorsanız bir başka türlü etkiler dinleyeni.
Anadolu’da bir söz vardır :
Türk'ü anlamak için,
türkü dinlemek gerek.