İSMAİL CANBULAT


ZOR…


Zor’u, zor kelimesini söylemek bile zor.

Nasil bir söyleyisi var di mi bu kelimenin; agizdan sikintiyla, biraz kederle ve zor çikiyor…

Sert bir “z” ve sert bir “r”ye sahip...

Pek de iyi olmayan seyler canlandirdigi için insanda bu kelimeyi söylemek ve duymak, insan; "mümkünse söylemeye mecbur kalmam", " Insaallah bu kelimenin çagristirdigi hiçbir seyle karsilasmam" diyor... 

KAÇMAK MÜMKÜN DEGIL OYSA ZORDAN...

Hayat hep; "gel keyfim gel", "bana dokunmayan yilan bin yasasin", "akmasin kokmasin bana bulasmasin", "amaaan sendeee!" seklinde geçmiyor...

Peki, sen ne zamandir beynini çikarip da yerine manasiz labirentler koydun, o labirente de vicdanini, mantigini, adalet, hakkaniyet duygunu hapsettin?

Taniyabiliyor musun kendini?

Zor di mi?

Lakin, nasil ki Dervis Yunus "Aciyi bal eyledik" diyor; zorlari zorluktan baska bir boyuta siçratip, ondan bir gül bahçesi derlemek mümkün.

Pes etmek en kolayi! Yakismaz insana!

Zor zamanlarda lazim asil, “akil” adama! Adam olana!

Kanmissin “yalan dünyanin insanlarinin” bin türlü konvansiyonel ve sanal yalanlarina; keder ve öfke içinde yasiyorsun her anini…

Ciddî bir hastalik bu. Anlasana.

 

ÖLDÜK MÜ KARDESIM! NEDIR BU BEZGINLIK! KALK AYAGA! YASIYORUZ HÂLÂ!

Çik dar dünyandan, dar kafandan! Kendin çalistirmaktan kullanmaktan vazgeçtigin, kendi dar kafandan çik!

Zor ama di mi? Çok zor!?

Kendini yok etme çik kabugundan! Reddet, tarumar et, yok et beynindeki hapishaneyi, kir aklinin zincirlerini ve orada bambaska bir uzay, bir evren insâ et!

Kendin için "ol", kendin için var ol.

Düsünsene, “gerçek zaman” senin iç dünyanda! Içine dogru dön, içe bak ve gör oradaki insani!

Iste o zaman anlayacaksin “neye” ve “kime “inanman, “neyle” ve “kiminle” yol yürümen gerektigini.

Iste, o buldugun insandan/kendi özünden devam edersen; yalanlarla, algilarla, hezeyanlarla, hastalanmis bir ruhla yasamaktan vazgeçip gerçekleri de bulabilirsin.

ZOR ZAMANLAR MI, EVET ZOR ZAMANLAR!

Sevin ki, kesfet ki, kendi yolculuguna çik ki; sen "Esref-i mahlukatsin" yani yaratilmislarin en sereflisi, en mükemmeli, en güzeli, en akillisi, en dayaniklisi, en aska yakin olanisin.

Çünkü “ask”sin sen!

Bir nebze düsünmeyle, tefekkürle, bilinçle, bir avuç sevinçle ve umutla, bir zerre inançla yeni dünyalar kurarsin sen!

 

Kirarsin, bu, seni ümitsizlik ve yüreksizlikle zincirleyenlerin zincirlerini!  Ve özgürlügünü ilan eder, biricik aklini alir ruhunla birlikte kalbine yatirirsin...

 Yilma!

Sakin zor zamanlari hor görme!

O senin hizin, o senin yeni bilincin, yeni hayatinin müjdecisi.

Kalbinin devrimci gücü, ruhunun yüce ülküsü, her hal ve sartta insan olmanin formülü ve sihridir “zor” ile mücadelen!

SÜPERMEN OLMAK LAZIM BAZEN!

Ama bazen, man, human, insan/normal insan olmak yetmez; “zor”la savasmak ve “gerçek olani” arastirip, görmek için!

Bakmak /görmek yetmez; ask lazim!

NE DIYOR MAZHAR ABIM;

"Asiklar kaçamaz, asiklar kaçamaz,

Insan olmak yetmez, yetmiyor zaten,

Süpermen, Süpermen olmak lazim bazen..."

 “SÜPER INSANIN” / “YETKIN INSANIN”, BENIM IÇIN 3 SIR ÖZELLIGINI YAZAYIM SURAYA;

1.   Basiret.

2.   Hilm.

3.   Teennî.

(Bu kelimelerin anlamini biliyorsan ne güzel. Bilmiyorsan acuk bi çabayla sen daha iyi ögrenir ve özümsersin onlari güzel insan!

Tabii bütün bu ahkâmlarim, lakirdilarim; benim deneyimledigim ve yasamaya çalistigimdir. Sadece saa sesli söyledim gaymaam! :)

 

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593