TURGAY GÜVEN


İRAN’DA BİR TÜRK Şİİ DEVLETİ; SAFEVİLER


“Eyvallah  Sah’im,  eyvallah,  Hak  la ilahe illallah!”

     Iran Türk Sii Safevi devleti ( 1501-1736). Kisaca, Safevi  Devleti olarak  anilir. Iran’daki  Sii  Safeviye tarikatina bagli Türkmen asiretlerinin                                                                                                            destegiyle,  tarihimizde, kisaca   Sah Ismail olarak  bilinen, Seyh- Sah  Ismail  Bahadir  Han  tarafinda kurulmus bir tarikat devlettir. Baskenti ilk zamanlarda   Tebriz olup, sonradan Isfahan olmustur.  Mezhep olarak On iki Imam Siiligi’ni  ön planda  tutmus, ülkede  Sii’ligin yerlesmesinde büyük etkisi  olmustur. Safevi Devleti, tarihi boyunca    Dogu’da  Özbekler, Bati’da Osmanlilarla mücadele etmis,   Sah I.  Tahmasb ve Sah  I. Abbas.  Dönemlerinde  zirveye  ulasmistir.18.yüzyilda  geçirdigi  Afgan istilasi ile  zayiflayan merkezi otoritesi, bir daha  eski gücüne  ulasamamis, yine bir Türk boyu olan Afsarlar tarafindan yikilmistir.                                                                                                                                     Bastan alirsak, Safeviye tarikati,  Iran’da,13. Yüzyil ortalarinda, ‘Türk Piri’  olarak  anilan  Türkmen Seyhlerinden, Seyh Safiyüddin –i Erdebili  tarafindan kurulmus bir tarikattir.   Devir, Iran’da Ilhanlilar devridir                                                              ve Seyh Safiyüddin, yeni yeni Müslümanliga  geçmeye  baslanmis  Ilhanli  Devleti katinda,  bas vezirler  ve bir çok Ilhanli  üst düzey  kisilerce  çok  büyük saygiyla karsilanmaktadir.  Bu  sayede, tarikatini gelistirebilmis,  Azerbaycan  basta olmak ve   Erdebil’de ki merkez tekkeye bagli kalmak üzere, Horasan, Iran Irak, Suriye, Lübnan, Anadolu  ve hatta Rumeli’de birçok tekke ve müride sahip  olmus, faaliyetlerini, Altin Ordu  ve Kirim’a  kadar  uzatabilmistir. Anadolu’ da,  özellikle Antalya -Tekeogullari, Isparta-Hamidogullari ve Konya-Karamanogullari vb. gibi Türkmen  beyliklerinde  çok sayida  müridleri  bulunmaktadir.                                                                                                                  Ancak, uzun yillar sonra,   tarikati asil canlandiran kisi, Seyh Cüneyt’tir. Azerbaycan ve  Dogu Anadolu  yaylaklarini  dolasir, telkinleriyle  costurdugu Anadolu Türkmenlerini    kendisine  baglar. Seyh’in  dini gücünün etkisiyle  Dogu Anadolu’nun bir çok Türkmen boyu, Anadolu’dan  Iran’a göç etmistir. Seyh Cüneyt, sadece dini bir lider  olmayip, dini  otorite  yaninda maddi güç ve saltanat arzusunda olan bir  kisidir. Savasçi    müritleriyle  Karadeniz’in liman kenti  Trabzon’a saldirir. Aslinda sünni   olan Akkoyunlu  hükümdari  Uzun Hasan’in  emrine girer, onunla seferlere çikar.  Otlukbeli savasinda Fatih’e  yenilen Uzun Hasan’in gücünün  zayiflamasiyla   tarikat,  devlet içinde güç kazanir.                                                                                                       Tarikat,  Anadolu’da  gitgide  güçlenmeye baslamistir. Sempati yaratabilmek  ve  müritlerinin  sayisini arttirabilmek amaciyla, müritlerine, Anadolu  Türkmenlerince beylik  ve boyluk adeti olarak  kullanilan,  ‘kizil börk’ ün benzeri,  on iki dilimli, üzerine beyaz bir tülbent sarilan,  sürahi biçiminde,  kizil bir taç giydirmektedir. ‘Kizilbaslik”                                                                       Kizilbaslilik, Safevi   Devleti’nin  tarihi boyunca  Türk-Türkmen-Askeri Aristokrasisinin ana unsuru olmus, Kizilbas oymaklari,  çesitli  adlar  ve mevkilerle  mükâfaatlandirilmislardir. Tarikat, yari  dini  yari askeri bir  teskilata  sahiptir. Tarikat  merkezi Erdebil, tam bir askeri  merkez, tekke  tam bir  savas karargahi olmustur. Tarikat,  her  tarafa  müritler  göndermekte,  Anadolu, Suriye  ve Azerbaycan’da bulunan yerel  Türkmen boylarini,   merkezi idarelere  karsi isyana  davet etmektedir.  Teke yöresinde  patlayan,   Sah kulu isyani da bunlardan biridir.                           Safeviye  Tarikati,  sonradan adi Sah Ismail olacak olan Seyh  Ismail zamaninda  ‘devletlesme’  asamasina girer ve  Akkoyunlulara isyan eden Seyh Ismail, Akkoyunlulari yenerek  Tebriz’deki  Hest Behest  Sarayinda tahta oturur. Bu sekilde Safevi Devleti resmen kurulmus  olur.                         Hükümdar olmasiyla  beraber, Seyh’likten Sah’liga  geçen Ismail, On iki Imam Siiligi’ni resmi  mezhep olarak ilan etmis,  tarikata baglanan Türkmen Beylerine devlet  teskilatinda, Beylerbeyi, Korucu basi, Mühürdar, Avcibasi, Valilik  vb. gibi   önemli görevler vermistir.               Safevi Devleti,  Büyük  Selçuklu  Imparatorlugu’nun   yikilmasindan sonra  ortaya  çikan Iran ve Azerbaycan topraklari üzerinde  boy gösteren önce Karakoyunlular, sonrada  Akkoyunlular devletlerinin  hakim oldugu  topraklarda,  temel ekonomileri göçebelik  ve hayvancilik  olan asiretlerin olusturdugu dolayisiyla da göçebelik  ve  hayvanciliga  bagli  bir ekonomik  yapi üzerinde,   konfedarasyon – boylar  birligi- boylar teskilati-boylar devleti   seklinde  kurulmustur.    Tarikat  ve devletin kurulus asamalarinda  büyük destekleri olan   Samlu, Ustacalu, Rumlu, Türkmen, Tekelü, Zülkadir-Dulkadir, Avsar  ve Kaçar  gibi  baslica  büyük  Oguz-Türkmen  asiretler, tüm Safevi  tarihi  boyunca   Sah’lar  ve  devlet  üzerindeki  etkinliklerini  sürdürebilmislerdir. Devlet yönetiminde  Türkçe kullanimi da,  tahmin  edecegimiz üzere, bugünkünden  çok daha  fazla yaygindir.                                                                                                                                                                                                                                           Bir Sii tarikattan dogan bir devlet  olarak,  Safevilerin,  devletin genisleme  siyasetinde  kullandigi,  Osmanli’nin otoriter  bir devlet  yapisina  göre daha ilimli ve daha az  zorlayici   bir devlet  görüntüsü  veren bir  Sii    propaganda yapmalari, geleneksel Türkmen ‘kizil  börkü’ yerine, on iki dilimli, üzerine beyaz bir tülbent sarilan,  sürahi biçiminde,  kizil bir taç  seklindeki ‘Kizilbaslik” gibi  asalet  ve devlette bir itibar  olarak  görülen semboller  dagitmalari,  hiçbir zaman Osmanli’nin  yerlesik-otoriter  Sünni  yasantisina adapte    olamamis, bir çok zaman da dislandigi   Osmanli’nin otoriter  yönetimine karsi çikmis ve   hep kendi  basina  buyruk  yasamaya alismis  Türkmen  asker-asiret  oymaklarini,    kendine  çekmektedir. Bu durum, bir çok Türkmen asiretlerinin-örnek bir çok Avsar oymaklari gibi-  o tarafa  meyletmelerine, hatta  göç etmelerine  yol açmaktadir. “Açilin  kapilar , Sah’a gidelim..”                                                                                                         Tabii ki,  bu egilimde, Sii  felsefenin  yaninda,  Safevilerin gösterdikleri itibar ve  verdikleri emirlik, valilik gibi  mevki, makam, yaylak, kislak, mera, avlak vb. imkanlarinda  göz ardi edilmemesi gereklidir.  Ancak, bu  durumunda,  taa orta Asya’lardan gelip,  Hazar’in güneyinden geçip, Anadolu’ya gelip,  Osmanli ülkesi’ndeki yeni  feth edilmis  topraklarda  iskan edilmis ve kendilerinden,  belli   bir   arazi  geliri ve savas zamani da askeri destek  beklenen  bu  oymaklarin, insan,  mal ve arazi   gelirleri ile  birlikte,  Safevi  ülkesinin  tarafina  kaymalari, Osmanli  devlet, ordu ve maliyesi için pekte  hos bir durum degildir.

Ayrica, ülke  topraklari  üzerinde planli bir sekilde yerlestirilmis  bu asiretlerin,   kalkip gitmesinin ve  karsi  tarafa geçmesinin de, devlet topraklarinin,  Çin’den ve  Hindistan’dan  gelip  Akdeniz  limanlarina, Misir’a kadar  uzanan, özellikle  ipek  ve  degerli tas üzerine-günümüzde petrol  ve dogal gaz-  olan  ticaret yollarin korunmasin da da  zaaf yaratacagi da  bellidir. Safeviler, bu  sekilde, tipki Persler gibi,  Iran’dan    Akdeniz’e, Suriye   ve  Misir’a kadar,  genisçe  bir  cografyada  hakimiyet kurabilmisler  ve  ticaret yollarina  hakim olmuslar,  bölgede ticaret  yapan Italyan  Venedik-Ceneviz  deniz  koloni limanlarina   ulasmaya  çalismislardir.      

  Osmanli Hükümdari  Yavuz  Selim’in Iran-Çaldiran, Suriye-Mercidabik  ve Misir-Ridaniye  Seferleri’nin,  Kanuni’nin   Revan  ve  Bagdat  Seferleri’nin ve 4. cü Murat’in  Bagdat  Seferi’nin gerçek sebebi  budur ve her seferinde,   atli Türkmen-Iran   Safevi ve  atli Kafkas-Arap Memlük  birlikleri, Osmanli  topçu  atesi  karsisinda  çaresiz  kalmislar, yüzyillar böyle  geçmis, en  sonunda ,  Kasri  Sirin  Anlasmasi  ile  sinirlar  ve  ticaret  yollari üzerindeki  hakimiyet  bölgeleri de  belirlenmistir.                        

   Sunu da  söyleyelim ki, Safevi ülkesinde, konar- göçer Türkmenlerle  beraber ve genellikle  yerlesik  Fars ve Arap, ayrica Ermeni, Yahudi,  hatta Gürcü vb. gayri müslim   ahalide  bulunmaktadir.   Safevilerin askeri güçleri, baslangiçta sadece,  tümü  atli,  hafif zirhli Türkmen- Kizilbas Oymaklari’ndan  olusmaktaydi.                                                                                        Sah I. Abbas, daha  sonralari, Osmanli Ordu Teskilati’ndaki  Kapikulu sistemine benzer –Iran, Gürcü, Çerkez, Ermeni vb. devsirmelerinden olusan Gulaman-i Hassa-i Serife adi verilen bir askeri sistem kurarak,  Safevi Devleti   bünyesine katmistir. Zaman içerisinde,   idari teskilattaki Kizilbas beyliklerinin  agirligi da azaltilmis,  Gulam sinifindan yetismis kisilerle, özellikle yerlesik  Iranli ve Tacik  ehl-i kalem unsurlari da, devlet yönetimine katilmaya baslanmistir.                                                                                                         Safevi Devleti,   konar göçer Konfederasyonlarin genel özelligi olarak,  hizli bir  sekilde,  en genis sinirlarina hizla yükselmis, ancak bu gücü uzun süre tutamamistir.  Islami dönemde Iran’da kurulmus olan devletlerin, en uzun ömürlüsü olmus,  ancak, yine de, sadece dini hayati etkileyebilmis,  sosyal ve ekonomik  hayata  gözle  görülebilecek  büyük bir katki  yapamamis, ekonomik  kaynaklar, üretim  kapasitesi ve askeri güç bakimindan,  çagdasi olan Osmanlilar, Habsburglular  ve Babürler  gibi   imparatorluk  düzeyinde bir büyüklüge, güce  ve zenginlige   ulasamamistir. Saygilarimla.  Turgay Güven.

 

 

 

 

 

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593