İBRAHİM HAKAN GÜN


Sürdürülebilir Yaşam ve Sürdürülebilir bir Tarım.


Organik Tarim Kontrölörü

Yeni bir yüzyila giren dünyamizda gelecekle ilgili kaygilar daha yogun bir biçimde yasanmaya baslamistir. Dünya nüfusunun hizla artmasi ve gelecekle ilgili birçok arastirmanin yapilmasi ileride bu kadar çok insani beslemeye yetebilecek kadar çok besin maddesini üretebilecek miyiz sorusunu aklimiza getirmektedir.

Yapilan arastirmalarin pek çogunun sonucu gösteriyor ki uygulanan yogun tarimsal üretim programlariyla sürdürülemeyecek bir gelismenin esigine yaklasilmistir. Sonuçta, artik tarimsal üretimin dogaya zarar vermeden artmasi geregi karsimiza çikmaktadir.

 Bunu saglayabilmek için erozyonu, topragin tuzlulasmasini, su kaynaklarinin kirlenmesini ve diger zararlari en aza indirgeyen sürdürülebilir tarim tekniklerinin gelistirilmesinin gerekli oldugudur. Hem gelismis hem de gelismekte olan ülkeler besin üretimini arttirmanin yollarini ararken, tarimda kullanilan dogal kaynaklari da güvence altina alacak yeni yöntemler gelistirme zorunluluguyla karsi karsiyadirlar.

Özellikle, uygulanan yanlis ve yogun girdili yetistirme teknikleri tarimsal alanlarimizda geri getiremeyecegimiz mikroorganizma kayiplarina neden olmaktadir. Kusaklardir süren tarimsal mücadele ilaçlarinin da kontrol altina alinmadigi gözlenmektedir. Bu uygulama, insan sagliginda yarattigi tehlike, diger türleri tehdit etmesi ve tarimsal mücadele ilacina direncin artmasi nedeniyle kontrol altina alinmasi gereklidir.

 Dünyada ve ülkemizde sürdürülebilir yasamin bir geregi olarak önlemler alinmadigi takdirde ileride aç insanlarin sayisi artacak, hatta felaket boyutuna ulasacaktir. Bu sorunlarla karsi karsiya olan dünyamizda üretim için dogal kaynaklar açisindan tehlike olusturmayan organik tarim sistemi insan, çevre ve ekonomik olarak sürdürülebilir tarimsal üretimi gerçeklestiren bir yaklasimdir. Dogal kaynaklarin korunmasini, gelistirilmesini, çevrenin korunmasini ve gida kalite ve saglik kosullarina uygunlugu amaçlayan organik tarim sürdürülebilir bir tarim için uygun bir yöntem olarak görülmektedir.

Gelismis batili ülkelerde, gelisen çevre bilinciyle birlikte organik tarimda son yillarda arastirma ve uygulama çalismalari yogunlasmistir. Gelecekte de özellikle hükümet politikalarinin bu geçisi hizlandiracagi gibi tüketicilerin daha dogal kosullarda yetismis ürünleri talep edecegi de konunun gelismesine katkida bulunacaktir.

Ülkemiz gibi gelismekte olan ülkelerde de girdi kullan i m i na ili s kin yap i lan degerlendirmelerde kimyasal gübre kullanimi ve bitki koruma ilaçlarinin kullaniminin gelismis batili ülkelere göre henüz daha düsük düzeylerde olmasi organik tarima geçiste önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Organik tarimin en önemli hedefi insan sagliginin korunmasi oldugundan; üretimin gerçek anlamda organik yöntemlerle yapilip yapilmadiginin bilinmesi gerekmektedir. Bunun için kontrol islemleri organik tarimin en önemli konusunu olusturur.

 Kontrol islemleri ürünün üretilmesi, islenmesi ve depolanmasi gibi her asamada yetkili sertifikalandirma kuruluslari tarafindan yapilmalidir. Gelismekte olan ülkelerin çogunda sertifikasyon kuruluslari yoktur ve bu konuda potansiyel olarak çalisan çesitli kuruluslar organik tarim yapan üreticilere üretim, toplama, isleme ve pazarlama asamalarinda yardimci olmaktadir.

Ancak bu islemin çesitli ülkelerde farkli standartlar ve kurallar çerçevesinde gerçeklestirilmesi karisikliga yol açmakta ve hem ithalatçilar hem de tüketiciler açisindan sorun yaratmaktadir. Bu karisikliklarin ortadan kaldirilmasi amaciyla faaliyetlerini sürdüren 5. Sonuç 22 IFOAM ve 1992 yilindan sonra uygulamaya geçirdigi akreditasyon çalismalari henüz tam olarak etkinligini kuramamistir.

 Organik tarima geçisislemi kapsamli bir islemdir, riski fazladir ve hem ekonomik hem de teknik olarak çesitli problemleri vardir. Ayni zamanda geleneksel tarima göre isgücü maliyetlerinin yüksek olmasi ve birim alandaki verimin düsük olmasi sebepleriyle daha maliyetli görünmektedir. Ancak az gelismis ve gelismekte olan ülkeler daha tarimda az girdi kullandiklari ve kullanilmayan isgücüne sahip olduklari için bu konuda daha fazla avantaja sahiptirler. Gelismekte olan ülkelerin organik tarimla ilgili politikalarinda genel olarak bazi eksiklikler bulunmasina ragmen sahip olduklari avantajlari da gözden çikarmamak gerekir.

 Organik tarimda sulama, enerji ve dissal girdiler için büyük yatirimlara ihtiyaç yoktur, ancak özellikle egitim ve arastirmalara önem verilerek üretimin yapilmasi için yatirim gerekmektedir. Bu nedenle organik tarimsal politikalarin ortaya çikmasi veya yeniden gözden geçirilmesi özellikle marjinal alanlarda gida güvenligini gelistirmek ve sürdürülebilir bir tarim olusturmak açisindan önemlidir. Sonuç olarak günümüzde, gelecek nesilleri tehlikeye atmadan gereksinimlerini karsilayan bir toplum yaratmak açisindan sürdürülebilir tarim son derece önemli bir kavramdir.

 Toprak ve su kaynaklarinin korunmasi, dogal kaynaklarin korunmasi, erozyon ve orman yanginlari ile mücadele, biyolojik çesitliligin saglanmasi, entegre ilaç yönetimi tarimda uygun yetistirme tekniklerinin kullanilarak tarimsal arazilerimizin verimliliginin arttirilmasi ve son yillarda önemini gittikçe arttiran organik tarim, sürdürülebilir yasam ve sürdürülebilir bir tarim için önemli bir gerek olarak karsimiza çikmaktadir.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593