Ordu ili doga turizmi için çok yüksek bir potansiyele sahiptir. Sürdürülebilir turizm anlayisi turizm amaçli kullanilan kaynaklarin korunarak gelistirilmesine dayalidir. Öncelikle ilin sahip oldugu dogal güzelliklerinin, gelecek nesillere bozulmadan birakilmasi gereken bir miras degeri oldugu unutulmamalidir. Bir dogal miras degeri ve varligi olan çekiciliklerin etkili bir sekilde tanitimi yapilip, erisim ve konaklama olanaklari gelistirilip, tamamlayici hizmetler ile desteklenmelidir. Yöre halki, sektör ve karar vericilerin paydas oldugu sürdürülebilir bir turizm yönetim planinin yapilmasina önem verilmelidir. Ilin önemli bir potansiyelini olusturan yaylalarin en büyük eksigi altyapidir. Yaylaya çikabilmek için insanlari fiziksel olarak rahatsiz etmeyecek boyutta dört mevsim açik konforlu bir yol, gecelemek ve dinlenmek için konaklama ve yiyecek içecek isletmeleri ve münferit yerlerde WC ve lavabolar talep duyulan önceliklerdir. Ancak bu tesisleri dogal kosullara uyumlu ve yaylanin yakinindaki yerlesmelere insa etmek gerekmektedir. Yoksa yaylalarin cazibesi gitmektedir. Doga odakli turistler lüx otellere ya da restoranlar talep etmedikleri için, abartidan uzak, dogal ortama uyumlu tesisler Yokusdibi, Aybasti, Akkus gibi yaylalarin yakinindaki yerlesmelerde kurulmalidir. Turizm alternatiflere bir baska degis ise çesitlenmeye ihtiyaç duyar ve alt yapisinda zevk alma (eglenme) yatar. Konaklma ve yiyecek içecek isletmeleri her türlü kültür ve profile (alkollü veya alkolsüz, tesettürlü ailelere yönelik, gençlere vs.) hitap eden yapida çesitlenmelidir. Ildeki en büyük eksiklik eglence sektöründe oldugu gözlenmektedir. Eglenmeyi çok seven Ordu halki için büyük bir ihtiyaç olan eglence mekanlari turizminde vazgeçilmesidir. Turist eglenmiyorsa nereye giderse gitsin memnun ayrilmaz. Kent için önemli bir ihtiyaç yaylalar için de geçerlidir. Gündüz dogada vakit geçiren ziyaretçiler aksam da begeni ve tercihine göre katildiklari müzikli eglenceleri arkadaslarina anlatacak tir. (Zaten anlatmasina da gerek yok sosyal medyada paylasacaktir). Yörenin yüksek kesimleri doga sporcularina cazip gelmektedir. Orduda STK lar tarafindan sürdürülen 25’e yakin doga ve turizm çesitliligi bulunmaktadir. Ordu sehrinde ve yaylalarda yapilacak dogasporlari ile tanitim yapilirken kazanç da saglanacaktir. Yörede dagcilik, trekking, yamaç parasütü, at binicigi, jip safari, olta balikçiligi, karavan ve kamp turizmi, kanyon geçisleri, paintball, oryantoring, çim kayagi, kayak, fotosafari, rafting, sualti sporlari, yelkenli sporlar, yat turizmi vb. olarak siralanabilen doga spor ve aktiviteleri açisindan yüksek potansiyele sahiptir. Ordu “Uluslararasi Karadeniz Doga Sporlari Oyunlari”na ev sahipligi yapabilecek potansiyele sahiptir. Yöredeki yaylalarin yakin çevresinde uygun bulunan bir akarsu, dogal göl vb alanda sportif olta balikçiligi parkurlari, bu parkurlar üzerinde yöre mimarisini yansitan ve dogal çevreyle uyumlu serander gibi ahsap yapilardan olusan konaklama mekanlari (balik kamplari) kurulabilir. Hatta tüm akuatik aktivitelerin bir araya toplanabildigi “Akuatik Eko-turizm Merkezleri” faaliyete geçirilebilir. Bu merkezlerde gelen ziyaretçilere hem konaklama hem de akuatik aktivitelerden faydalanma firsati verilebilecegi gibi bu bölgelerde yasayan yöre halkinin sürece katilimini saglamak için, el sanatlarindan, yöresel yemeklere kadar bir çok kültürel öge sergilenebilir. Yöre halki da bu faaliyetlerden ticari kazanç elde edebilir. (Yahya, Ç. 2007). Basarili bir turizm yönetiminin asamalari; potansiyeli belirleme, inceleme, analiz etme, degerlendirme, planlama, organize etme, (ziyaretçiler için) hazirlik yapma, dogal ve kültürel varlik ve degerleri koruyarak yönetme ve pazarlamadir. Bunun yaninda etkili bir “doga turizmi yönetim plani” “sürdürülebilir bir kalkinma firsati” sunmaktadir. Bu nedenle yerel yönetimlerin doga turizminin temel ilkelerini benimsemesi ve politikalarinda yer vermesi gerekmektedir. Turizmin gelisme süreci içinde belediyeler ve yerel topluluklarin paydasligina önem verilmelidir. Ayrica ziyaretçilerin beklenti talep ve ihtiyaçlarina cevap verilirken, dogal ortama ve yerel topluma karsi duyarli ve sorumlu yaklasilmalidir.
